Gönderi

Bir gün yine atıyla arazisini dolaşır, çiftliğe döndüğünde işçilerin yemek yediğini fark eder. Kendisini görüp ayağa kalkan herkesi oturtur. Çünkü ona göre yemek yerken kimse için ayağa kalkılmaz. Oturur yanlarına, alır eline tahta kaşığı, başlar bulgur pilavı ve ayrandan müteşekkil öğünü yemeye. Açık havada Ege rüzgarının ovadan getirdiği tozu toprağı yemeklerin üzerine bırakmasına da aldırış etmeden karnını doyurur. Mehmet Kulakoğlu bakın o anları nasıl anlatıyor: “İnsana değer verirdi. Gözünde amelesi, beyi yoktu. Köylüyü sayardı. Rüzgarın getirdiği toprak, ayranın üzerinde karabiber gibi katman oluştururdu. Hiç aldırış etmezdi. ‘Karıştırın, karıştırın birler olmaz. Topraktan zarar gelmez.” deyip ayranı yudumlardı.
3 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.