Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Peki devrimci veya ilahi şiddeti egemen şiddetten tamamen ayırmak mümkün müdür? Ezenlerin öldürülmesi örneğinde olduğu gibi, devrimci şiddet yaşamın kutsallığına veya insan haklarına dayanılarak reddedilebilir, "devrimci teröristin" mutluluğu ve adaleti varoluştan üstün tuttuğu öne sürülebilir. Benjamin "varoluşu" çıplak yaşam olarak anladığı, yaşamı biyolojik belirlenimine indirgediği için bu reddi reddeder. Zira çıplak yaşam, yaşam değildir. Ancak yaşam çıplak yaşama indirgenemese de, "varoluş" olmadan yaşam olmaz. Dolayısıyla ilahi şiddet meselesi kaçınılmaz olarak bir çıkmaz içerir. Bir taraftan, devrimci fiilin şiddetini ortaya koyabilecek, önceden mevcut olan, nesnel (fiili, dindışı) bir kriter veya ölçü olamaz. Diğer taraftan, ilahi şiddet fiili koşullara, dindışı olana indirgenemese de kendini ancak dindışı yollarla "ifade eder". Zamanı değiştirmek için zamanın akışına müdahale eden devrimci bir fiil olarak devrimci veya ilahi şiddet, radikal bir zorunsuzluğu gerektirir, zira ne kadar şiddet gerektiğine dair belli bir "ölçüsü" yoktur. Ve böyle bir "hesaplamanın" olmadığı yerde yaratıcı şiddet ile verimsiz şiddet arasına kesin bir çizgi çizmek mümkün olmadığından, devrimci şiddet her zaman radikal nihilizme dönüşme potansiyeli taşır ya da dönüşmüş gibi görünür.
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.