"Müslüm" Baba,
kimlere kimlere jilet attırdın
yarın o kollar senden hesap soracak olursa, ne yaparsın bilmem artık!
Beni öyle şartlandırdılar ki, nerede ağlayacağım diye bekleyip durdum
sonuç, film bitti ama ben bir türlü ağlayamadım
sorun belki de bende
şimdi olaya birkaç açıdan bakmak lazım
öncelikle oyuncuları ele alırsak,
ilk bölümü canlandıran yani küçüklüğünü canlandıran Şahin Kendirci'yi pek beğenmedim biraz donuk kalmış
çocuğun zaten oyunculuk geçmişi yok
ama ikinci kısmı oynayan Timuçin Esen bana göre muhteşem oynamış
fragmanlarında da gösterilen kaza sahnesini çok başarılı buldum
onun dışında da doğal bir aksiyon filmi olmadığı için öyle pek olağanüstü sahneler çekilmediğinden
daha çok hikaye ve hikayenin verdiği bilgi ve duygularla ilgilenmek gerek
bu kısımda değineceğim konularından biri de fanatikleri
yani resmen adamları vampir gibi göstermişler
Allah affetsin orada da güldüm :))
Müslüm Gürses'in hayatının söz konusu olması
filme belki de farklı bir anlam katıyor
yani bu kadar kişiyi müziğiyle kendine bağlayan bir kişi neler yaşamış ki, müziklerini bu kadar içten okuyabilmiş
işte bu sorunun cevabını alabiliyorsunuz
Timuçin Esen'nin seslendirdiği parçalara da bayıldım onları hikayenin içinde sinema ses sisteminde dinlemek ayrı bir tat verdi
son olarak bu ağlama mevzusuna değinmek istiyorum
yani Müslüm Gürses'i kaldırırsak ortadan ve sıradan bir kişinin hikayesi olarak değerlendirirsek o zaman karşımıza hiç de yabancı olmadığımız bir hikaye çıkar,
şöyle söyleyeyim; açın yeşil çam filmlerine bakın Küçük Emrah neler çekmiş ya, eğer ona ağlıyorsanız buna da ağlayın
yok gerçekliği üzerinde durursak o zaman şunu rahatlıkla söyleyebilirim Türkiye'de bu kaderin daha kötüsünü yaşayan
yüzlerce insan vardır
tabii hepsinin sesi böyle güzel değil
adlarını sanlarını bilmeyiz
eğer hepsine toplu olarak ağlıyorsak, ağlayalım...
Filmin bana katkısı, artık Müslüm Gürses'i dinlerken, düşünerek dinleyeceğim yani o sözleri daha anlamlı olacak benim için...