İntikam saati çalmış olmalıydı onlar için.
Gece geç bir saatte, iki bin kişilik uzun bir sıra halinde toplanarak, süvarilerin sıkı denetimi altında doğuya doğru yürüyüşe geçirildik. Sıradan dışarıya çıkmak kesinlikle yasak edilmişti ve idrarımızı yürürken pantolonumuza boşaltıyorduk. Karın içinde yuvarlananları kırbaçla ayağa kalkmaya zorluyorlardı. Eğer kalkamayan olursa, bir süvari kılıcıyla şişleniyordu. Üç günlük bir yürüyüş, bizi koca bir hangarın içine yığıldığımız, Kimry köyüne getirdi. Klin’den ayrılmamızdan bu yana hiç yemek yememiş olmamıza rağmen, burada bize verdikleri yiyecek o kadar kötü kokuyordu ki, hiçbirimiz yiyemedik.