Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

280 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
15 saatte okudu
Neyi Ararsan Onu Bulursun
Doğan Cüceloğlu'nun "Savaşçı" isimli kişisel gelişim, Eliyah Goldratt'ın "Amaç" ve "Şimdi Anladım" isimli işletmecilik, Ahmet Ümit'in "Bab-ı Esrar" isimli mistisizm temalı romanlarından herhangi birini okuduysanız bu da o tarzda yazılmış bir kişisel gelişim romanı. Richard adında bir CEO ile Zoya adlı bir ressamın bir uçak yolculuğunda tanışması sonrasındaki hikâyesi, yazarların kişisel ve kurumsal gelişim üzerine verecekleri mesajların arka fonunu ve temelini oluşturuyor. Kitap genel olarak akıcı ve okuyucuyu fazla zorlamayan bir üslupla yazılmış. İşlenen başlıca konular şunlar: -Hayata bakış açısı ne olmalı, -Sürekli farkındalığın oluşturulması, -Hedef-eylem uyumunun sağlanması, -Olumsuz ego ile mücadele, -Kişisel ve kurumsal hedeflerin önündeki engeller, -Olumsuzlukların ve yenilgilerin, olgunlaşmaya ve öğrenmeye evrilmesi, -İşletmeler için satış, pazarlama, müşteri ilişkileri ve yönetim stratejileri, -Coşku ile yaşama, coşkuyu sürekli kılma, Kitabın diğer ilginç yanı, Mevlâna'nın öğretilerine ve Doğu felsefesine önemli oranda yer vermesi. Bu vesileyle ilk defa bir Batılı yazardan Mevlâna'yı okuma fırsatı bulmuş oldum. İki istisna hariç, kitabı çok beğendim. Birincisi yazarın Mevlâna'yı İranlı bir sufi olarak tanımlaması. İkincisi, çeviri ile ilgili; bir bölüm (15. bölüm) boyunca "keyifli yaşama" ifadesini ben olsam "coşkulu olma, coşkulu yaşama" şeklinde çevirirdim. Her ne kadar Mevlânâ'nın öğretileri benim için uyruğundan daha önemli olsa da onun Türk kökenli olduğu yaygın olarak kabul ediliyor. Çoğu uzman Mevlânâ'nın Anadolu edebiyatının ayrılmaz bir parçası olduğu konusunda hemfikir. Mevlânâ Celaleddin Rûmî öncelikle Selçuklu Devleti'nin bir mensubuydu. 12. yüzyılda Selçuklu topraklarında günlük konuşulan dil Türkçe iken, 19. yüzyılda bilimde yaygın olan dil Arapça, edebiyatta ise Farsçaydı. Edipler eserlerinin geniş kitlelerce kabul görmesini istiyorlarsa Farsça yazmaları gerekiyordu. Sonuçta Mevlânâ; Selçuklu Sarayı'nın resmi dilinin Farsça olması, Mevlânâ'nın edebî eserlerinde elit ve aydın bir zümreye hitap etmesi ve Farsça'nın şiirsel ve edebî anlatım açısından zengin bir dil olması ve dolayısıyla daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayacak olması nedeniyle eserlerini Farsça dilinde yazmıştır. Bunun dışında, altını çizip tekrar tekrar okumaya değecek bir kitap. Keyifli okumalar...
Neyi Ararsan Onu Bulursun
Neyi Ararsan Onu BulursunBrian Tracy · Pegasus Yayınları · 201816 okunma
·
45 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.