Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

248 syf.
8/10 puan verdi
Sıradan olmanın dayanılmaz güzelliği
Sıradan kişi en sıradışı kisidir . Çünkü her şeyi olduğu gibidir . Bu da Zen'dir . Zen sessizligin sesidir . Ritmik yaşam sıradan yaşamdır . Estetizm doğallıktadır , sıradanlıkta , olduğu gibi olmaktadır . Bu kitap bu minvaller üzere dolu hikayelerle mürekkeplenmiş . Böyle bir kitap neden yok diye düsündügüm bir dönemde böyle bir kitap basıldı . Ne çok sevinmiştim . Kendini bilmek ruhunu bilmektir  Ruhunu bilmeye başlarsan yolunu çizersin . Tesir altında yaşamaktan kurtulursun . İnsanlar sana konuşur ama son sözü sen belirlersin çünkü her şey sendedir . Bilgi değil bilgeliktedir aydınlık . Buddha ,  arkadaşı Govinda gibi bilginin peşinde koşmadı , bir ağacın altında oturdu da aydınlandı . Kendini bil . İste buna dair sana bir hikaye ; Zen ustası Bankei'nin konuşmaları sadece Zen öğrencilerinin değil her seviyeden ve gruptan insanın ilgisini çekermiş. Sutralardan veya dini konuşmalardan çok, kalbinden geldiği gibi konuşurmuş. Günün birinde herkesin Bankei'nin konuşmalarına gidip kendi vaazlarına gelmemesine kızan bir Nichiren papazı üstadın yanına gidip söylenmiş: "hey, zen üstadı!" demiş. "Sana saygı duyan herkes dediklerini dinleyip, baş eğiyor. Fakat benim sana ve senin düşüncelerine saygım yok. Beni de herkes gibi senin dediklerini uygulamaya zorlayabilir misin?" "yanıma gel, sana göstereyim." demiş Bankei. gururlu papaz kalabalığı yarıp Bankei'ye doğru ilerlemiş. Bankei gülümsemiş. "Gel, sol tarafıma otur." papaz Bankei'nin soluna gelmiş. "hayır hayır." demiş Bankei. "sanırım sağ tarafıma gelsen daha iyi anlaşıp konuşabiliriz." papaz gururla Bankei'nin sağına geçmiş. "bak." demiş Bankei. "sen de dediklerimi uyguluyorsun ve sanırım kötü bir insan da değilsin. Şimdi otur ve dinle." Anı yaşa yoksa hayatın elinden kayıyor . Bunu idrak et . İşte buna yönelik bir hikaye daha ; 'Buddha sutralarından birinde şu hikayeyi anlatırmış. "Adamın biri bir tarlada yürürken kaplanın biri takılmış peşine. Can havliyle kaçarken bir uçuruma rastlamış ve uçurumun kenarından sarkan bir ağaç köküne tutunup kendini aşağı sarkıtmış. kaplan yukarda kendisini beklerken bizim adam uçurumun aşağısında kendine bakan ikinci bir kaplanı farketmiş. can havliyle ağaç köküne sıkıca sarılmış. o sırada biri beyaz biri siyah iki fare gelip ağaç kökünü kemirmeye başlamışlar. bunu seyrederken ağaç kökünün yanında iki tane çilek farketmiş. bir eliyle kökü tutarken diğer eliyle çileğe uzanmış ve koparıp yemeye başlamış. ne kadar lezzetli gelmiştir o çilek ona." (Zaten ölecek neden o çileğin tadını almayalım  ?) Burnu havada kişilik için de bir hikaye var ; Öğrenci ustasına sorar: "Ego nedir?" Usta o an çok öfkelenip , yüzünü buruşturarak öğrenciye dönüp, "bu ne kadar aptalca bir soru. Bunu sadece bir aptal sorabilir." der. Öğrenci allak bullak olur , öfkeden kıpkırmızı kesilmiştir. Usta gülümser ve şöyle der: "işte ego budur!" İlgilisine çok şey anlatan bir hazine bu ...
Sıradan İnsana Hikayeler
Sıradan İnsana HikayelerSefer Guseynov · Tuti Kitap · 20166 okunma
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.