Anıl Bey incelemeniz beni çok sarstı. Tam yeraltımda oturmuş kitaplarımı okurken, sahtekar dünyayla arama mesafe koymuşken, eski zaman savaşlarına ve 1940lı yıllara seyahat halindeyken, kısa bir mola vereyim dedim de karşıma bu yazı çıktı. Tatar Çölü'nü bilirsiniz azizim, zaman denilen bilmeceyle, sizin tabirinizle " Tanrı arayışında olanların muhtemel Tanrısı" olan "zaman" kavramıyla yeniden karşıma çıktınız.
Oysa ki yakın bir zaman kadar- 1 sene belki ya da belirsiz bir zaman - çatal denilince aklıma sadece yemekte kullanılan alet gelirdi. Fakat heyhat !! Kitapların dünyasına daha yakından ve yoğun bir dalış gerçekleştirmek suretiyle çatallaşan bir zihnim vardı artık ve bu labirentlere yeni bir-birkaç çatal da siz eklediniz.
Bayım sizi saygıyla selamlıyorum.