Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

İnsan kâinatın özetidir...
Ne sirlar gizlidir o kâinatta... Biz sadece tebessüm eden yüzü görür, kahkahaları işitiriz... aynı yıldızların göz kırpması gibi. Ya da Güneş'in Ay'a dokunması gibidir her şey. Tabii ki dışarıdan... Hiç sormaz insanoğlu, taş neden sessizdir, bir sabır susar, sukûn eder. Anlatacak hiç bir sözü yokmudur... mermer taşının en büyük yükü, mutfağı süslemeden ibaret olmadığı ne hakikat bir gerçek, bu günlerde mezarları süslemesi kadar gerçek, oysaki... Onun altında bir toprak, toprağın altında yatan, bir zamanlar bizim gibi nefes alan "..." çok canlıdan biriydi oysaki.... Bir çınar ağacına kaç hançer saplandı, kaç yitip giden aşıkların baş harfleri kazındı. Aynı, insanların bedenlerine kazıdığı gibi... Şimdi ise hic birinden ne eser kaldı, ne bir söz... belki söz hakimdi... çınar dallarında kuruyup gitti, ardı ardına... Ya akan sular, dökülen yağmurlar... kaç sevgili göz yaşı döktü, senden benden habersiz gizlice... ya yakan tuzlu sular... gözden akan değil, gönülden haykıra haykıra, şarkılara, şiirlere, resimlerin son dokunuşları feryat ile bastığı fırçanın, ağır dokunuşların... İşte böyle bir gece de geldi, ressam, yazar, şair... Hepsinde bir akarsu birikintisi vardı. Birisi gökten çaldı; tabloya, bir bir dokundurdu... yazar hayattan bir söz aldı, bastı kocaman yaygarayı sayfalara ardı ardına... şairlerin sırrı, hepsinden de ağırdı. Öyle bir dil ile döktü ki, sırrını; âlem sandı ki, gökyüzü gercekten portakal rengini mi aldı akşamdan, sabahtan Güneş bu kadar sevinçliydi... yastıklar kaç defa suyunu sıkarak asıldı, ipten aşşağıdan yukarıya... - evet aşşağıdan yukarıya- - - Hep sırdın sen şair... bazen dilden öyle döktün ki, açık net bir tavırla... Seven sevdiğinin dudağını öptü sanırdı, gercektende... şair bu! Aya (avuçiçi) da eder dudağı, martı da eder, toprağın altında ki sevdayı... Sonra "Kâinatın özetidir insan..." Yıldızlara ulaşılamayacak bir gerçek varsa dünya da. İnsanın sözü ile de ulaşılamayacak kadar, sırvardır, kalplerde... O sözleri ile sadece, "sevdim" der... sevmek! Hiç kolay bir iş deği... toprak olmak için kaç seveni duydunuz..? " 'Sevmek' toprak olmak değildir! Sevdayı Yaradan O Yüce Allah, sen nefes kadar vardın diyene kadar, edebinle, adabınla, merhametinle susacak kadar sevmelisin...." Yaprak nasıl düşüyor, degil mi? Aheste, aheste.. hiç acelesi yok oysa ki, toprağa düşecek kadar... bazen, rüzgar savuruveriyor, kimse sanmasın ki, rüzgar; öylesine eserken, yaprak konamadı... yaprağı O ne zaman müsade ettide dalından toptu, O ne zaman ki müsade etti, yere kondu... Dünya'nin nehirleri gibidir, insanın damarlarından geçen, nehirler, akarsular... İnsanın gözleri gibidir, gökyüzünde ki yıldızlar... parıldarlar, büyür küçülürler de, belli etmezler, sonrasında ki kalbin, kaç vuruşla, nefesi almak için defalarca gümbürtülerinin farklılığına... Dünya'nın içinde ki sırrı, dünyaya ayak basan bilmezken, "her kelebek, bir günde ölür," der ve geçerler.. "Hiç bir taş, asla sonsuza kadar susmaz... "Onlar sizin bilmediğiniz zikir ile, şekil verene hamd ederlerde.." dayanamadıkları zaman çatlarlar..." "İnsanoğlu nasıl bir mabedi kabullendiğini anlamadık mı..?" "Sırlar, dilden farklıdır! "Çoğu zaman, dildeki yalana, kendileri bile inanır." "Ne derdi şair? "Gittiğin yolda Allah yok ise dön geri, O'nu bulduğunda çık yola." Kadim TATAROĞLU
··
12 görüntüleme
Salimet okurunun profil resmi
Çok güzel yüreğinize sağlık 😊
Sükûnet okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Salimet Hanım..
Abdulselam Gözütok okurunun profil resmi
Yine döktürmüş Kadim Bey👏👏👏
Sükûnet okurunun profil resmi
Teşekkürler Abdulselam Bey..
Mihrimah okurunun profil resmi
👏👏👏
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.