ÖLDÜM.
Ben bu kitabı okurken cidden öldüm. O kadar berbattı ki, anlatamam. Yani mantıklı olan bir şey yoktu. Hissedilen duygular bile mantıksızdı, karakterler, onlar hele en mantıksız olan şeylerdi. Bu iki insan birleşip bu şeyi nasıl yazabilmişler, anlam veremedim. Biri de çıkıp dememiş mi, biz ne yapıyoruz? Biz ne yazıyoruz böyle?
Yani kitabın arkasını okuduğunuzda –ben okuduğumda- dedim, hafif, sevimli bir hikaye olacak. Kız çalışkan, aşktan uzak bir tip, erkek onu sevdirecek falan. Böyle güzel şeyler okuyacağız.
Başta öyle gibiydi. Yazarlar Charlotte’un derslerine ve geleceğine verdiği önemi falan anlatıyordu. Aşktan hep uzak duruşunu falan. Tam bir kararlılık abidesi diyordunuz. Çünkü Charlotte’un ailesindeki kadınlar hep aşk yüzünden hayatlarını mahvetmişti. Cahrlotte böyle olmak istemiyordu. Ama sonra yazarlar bu kararlılık abidesi kızı, gerizekalılık tanrıçası yaptı.
Karakterlerden çok yazarlara sinirlendim, nasıl yapabildiniz bunu?
Daha otuzuncu sayfada, kimse tarafından etkilenmemiş bu kız, çiçekçiye giren o Tate denen aptal çocuğa karşı bir şeyler hissediyor. Başlarda dedim ki, bu kız hep aşktan uzak durmuş, bu kadar savunmasız olması normal. Hissedebilir. Ama ertesi gün çıkma teklif edince benim tepem attı. Cahrlotte bunu kabul edince TEPEM FALAN KALMADI.
Gerçekten, o kadar sinirlendim ki, hadi dedim ki, bir kez onunla çıkayım, hevesimi alayım, belki geçer diye düşündü. Yani her şeye tamam dedim ama bir insanda bir gurur olur. Charlotte o yoktu. Tate bundan eften püften sebeplerle yapamayız deyince ayrılıyorlar, sonra Tate, ‘’Seni özledim Karlıt,’’ diyor barışıyorlar. Tate gel diyor, Charlotte geliyor. Tate git diyor, Charlotte da gidiyor.
Çünkü Charlotte mal.
Sırf Tate’in turnesinde sahnenin arkasında olabilmek için (Tate rock star bu arada, müthiş, değil mi?) ÜNİVERSİTESİNİ DONDURMAYI DÜŞÜNÜYOR.
Sırf salak Tate için en yakın arkadaşını boşluyor, ailesine yalanlar söylüyor ve Tate hariç hiçbir şeyi görmüyor. Hep fedakarlık yapan taraf o oluyor. Üniversitesini bile feda edecekti yani düşünebiliyor musunuz?
Tate’in onu sevdiğine inansam, bir şey de demeyeceğim ama…
Okumayın bu kitabı. Uzak durun. Kapağına ve arkasına kanmayın. Gördüğünüz anda koşarak kaçın hatta.
Bu kitabı fuarda para vererek alacaktım az kalsın. Bunu düşündükçe bir tuhaf oluyorum. Aycan hayatımı kurtardı. Eğer fuarda almış olsaydım herhalde oturur parama ağlardım.
Teşekkürler Aycan. djkfkjd