Yerli eserlere karşı ön yargımı yıktı bu kitap. Öncelikle okumaya başladığınızda kapağının kitabı ne kadar iyi anlattığını fark ediyorsunuz. Konuşulmayan, benim hiç yaşamasam da izlediğim, dinlediğim, hayal ettiğim 80’lerin atmosferini başarıyla yansıtıyor bence. “Benim memurum işini bilir” diye ortalıkta dolanan memurlar, rüşvetle iş bitiren yatırımcılar, şantajla para koparan uyanıklar, İstiklâl Marşı’yla kapanan tek kanallı televizyon ve daha pek çoğu bu romanın sayfalarında. Ancak romanın belki de en dikkat çekici yanı karakterlerinin bende yarattığı gerçeklik duygusu. Hızlı temposu, akıcı dili ve başarılı kurgusuyla kendini bir çırpıda okuttu. Bayıldım bu kitaba.