... insan, doğanın egemenliğini yıktı ve onun efendisi oldu... Diye başlamak kitabı somut anlam dünyasına oturtmak açısından önemlidir. Özgürlükten kaçışın aslında ina ulaşma arzusuyla ilgili olduğunun kanaatine vardım. Erich Fromm'un diğer kitapları hatırlanıldığında örneğin, Kendini Yaratan İnsan'da ahlaksal değerlerin yücelmeyle olan ilişkisini, Yanılsama Zincirlerinin Ötesinde aslinda ilk kitabinda söz ettiği yücelmenin marx ve Freud perspektifinde değerlendirilmesinin yapilması Fromm'un özgürlük kavaramına bir hayli kafa yorduğu görülüyor. Fakat özgürlükten kaçışta dikkat edilmesi gerekenin insanin yaratıcı yanının özgürlük kısıcı olarak ortaya çıkması. Hatta yazar bu konuyla ilgili küba krizi örneğini verirken insanların o süreçteki acizlik ve kaygılarına değiniyor. İnsan eliyle yapılmış kırım gücüne sahip silahların insanlara verdiği kaygı bir özgürlük kısıtlayıcısı olarak devreye girmektedir. İnsanın yaratıcı özelliği birden bire yıkıcı özelliğine dönüşüyor. Ve bu durum kent kuramlarinda sıkça duyduğumuz 'yaratıcı yıkımın' özgürlüğün ontolojisi ile olan ilişkisini gözler önüne sermektedir.
Ve kitabın ortalarında yaptığı muhteşem tespitte sonra bir sey söylemek lazım gelmez herhalde "özgürlük bir şeyi yapma değil bir şeyi yapmama halidir özgürlük"