Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bu çocuk ya da delikanlı kavgası o kadar önemli değil de, o sıralar kırklarını sûren babamın, sokağın ortasında tekme yumruk kavgaya girmesine (daha doğrusu adam dövmesine) ne demeli? Günün birinde mahalleye bir elektrik tesisatçısı gelmiş. Adamın görevi o yöredeki evlerin elektrik tesisatlarını kontrol edip, arızalan gidermekmiş. Ne olmuşsa, annem, adamla takışmış. Adam da, “hadi oradan, şırfıntı” demiş ona. Annem, yememiş içmemiş, işten dönen kocasına bunu hemen yetiştirmiş. Ne yazık ki, tesisatçı hâlâ işine devam etmekteymiş. Necati bey, bunu duyduğu gibi dışarı fırlamış, adamı ayağının altına alıp fena halde dövmüş. Peki, adam ne yapmış diye soracak olursanız, hiçbir şey yapmadan babamın kendisini dövmesini “seyretmiş” olmalı, çünkü arada büyük bir sınıfsal eşitsizlik vardı, ona karşı koyması mümkün değildi. Bilirsiniz, yaygın bir söylentiye göre, bir subayın düğmesini kopartmak bile cezaî bir suçtur. Belki de elektrikçi, dayak yerken, aman kazara “yarbayımın” düğmesi kopmasın diye dikkat etmiştir. Doğrusu ya, babamın diğer “kahramanlık” hikâyeleriyle göğsüm kabarsa da, annemin iftiharla anlattığı bu olayı içime hiçbir zaman sindirememişimdir. Önceleri, adama acımaktan kaynaklanmıştı bu. Ama büyüyüp, sınıfsal eşitsizlikleri algıladığım zaman, babamın böyle eşitsiz bir “kavgaya” girişmiş olmasını onun adalet duygularına yakıştıramamıştım.
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.