Fırat: Sen gideli çok oldu Çiğdem, sen gideli 467 gün oldu, her kurşun deliği bir gün içindir.
Çiğdem: Niye kurşun?
Fırat: Söküp atmak için, kurtulmak için belki lakin gördüm ki seni öldürme çabası boşmuş, sen ölmezmişsin. 467 gün seni hergün kurşunladım. En son kurşunu dün sabah alnında denedim, öldüremedim ve anladım ki sensiz olmazmış.
Çiğdem: Ya ben, 467 gün ölerek yaşamadım mı? 467 gün gazete sayfalarını korkarak açtım. Kurşunlanmış, al kanlara bulanmış resmini görmemek için, görmemek için tanrıya dua ettim. Beni aramakla hata ettin Fırat, düzenimi bozdun, yokluğuna alışmaya çalışıyordum.
Fırat: Alışabildin mi ?
Çiğdem: Alışamadım
Fırat: Yanında biri vardı kimdi o?
Çiğdem: Senden kurtulmak için, senden kurtulmak için evlemeye karar vermiştim.
Fırat: Evlenmek öyle mi? Yokluğunla 467 gün geçti. Daha bir kadının elini tutmadım, bir kadının yüzüne bakmadım. Aklımdan bile geçirmedim, anladım ki sen benim için her şeysin.
Çiğdem: Senin için her şey olmaktansa silahın olmayı seçerdim.