Günlerin alışılmış kirli havası içinde buhar gücüyle çalışan fabrikaların keskin düdüğü, işçi mahallelerin üstünde dumanlı kirli havayı parçalarcasına çınladığında, dinlenip de uykusunu alamamış yorgun insanlar, gri renkli küçük kulübelerden, üstlerine ışık çevrilip ürkütülmüş hamamböcekleri gibi dışarı fırlayıp, soğuk ve alacakaranlık yollarda, pencerelerinden parlayan sarı bir ışıkla şose yolu parlatan fabrikanın yüksek taş duvarlarına doğru yol alırlardı. .......