Dersim katliamını (Tertele) anlatan birçok güvenilir kitap okudum.
Hüseyin Aygün’ün kitabını okumak istememin sebebi, katliamı yaşamış Hıdır Ataç’ın defterinden bahsedilmesiydi.
Fakat ne yazık ki yazarın “1938’de günü gününe yazıldığını” iddia ettiği notlar 2001 yılının ajandasına yazılmıştı ve bu günlüklerin yazıldığı ajandanın sayfaları kitaba da konulmuştu.
Oysa Sayın Aygün’ün “Hıdır Ataç’ın Defteri” diye alenen yalan söylemesine hiç gerek yoktu.
“Sözlü Tarih” diye bir tarih yazma metodu vardır.
Gider Hıdır Ataç’la konuşur, bunu kitap haline dönüştürürsünüz. Bu çok güvenilir bir yöntemdir, yalan söyleyip güvenirliğinize gölge düşürmenize hiç gerek yok.
Ayrıca Aygün “milislerin beş lira karşılığında kelle kestiklerini ve karakollara bunları teslim edip ücretlerini aldıklarını” belirtiyor ama konu ile ilgili bir belge veya bir şahit gösteremiyor.
Kısacası bütün tarihimiz boyunca hep olduğu gibi, 1938’de de Dersim’de korkunç ve acımasız bir katliam yapılmış, bunu böyle mesnetsiz iddialarla sulandırmaya, tartışılır, şüpheli hale getirmeye kimsenin hakkı olmamalı.
Zira ortada aleni bir vahşet ve zulüm zaten var, yalan söylemenize, abartmanıza gerek yok ki, siz gerçekleri söyleyin yeter.