"Bayıra çıkıp, kalpağı gördü; başkan kalpağın önünde, böğürlerini tuta tuta gülüyordu.
Bir kez daha düşü geldi aklına; inledi; dizlerinde derman kalmamıştı, yere kapaklanıp, kalpağa uzattı ellerini.
-Bir sürü toprağın oldu! diye bağırdı başkan.
Uşağı hemen koşup geldi; onu yerden kaldırmaya uğraştı, ama Pahom'un ağzından kan sızıyordu; son nefesini vermişti!
Uşağı, küreği alarak, Pahom'a uygun bir mezar kazıp gömdü
.
.İki metrelik toprak doğurmuştu Pahom'un gözünü"