Kadın hakları, kadın ve kadının işlevleri. Bu kitap hakkında düşünmemiz gerekenler bunlar. Ya da şöyle demeliyim; bu kitabın anlatmak istediği dünya bu üç unsurun ikisini içermiyor, kadınlar sadece işlevleri için yaşıyor. Bu toplumun olduğu zaman kesinlikle orta çağ değil. 21 ya da 22. yüzyıl diye tahmin ediyorum. Doğum yapabilen kadınlar toplum için sadece yürüyen rahimden ibaret. Çocuk doğurma makinesi gibi görülüyorlar. İstedikleri gibi giyinemiyorlar. İstedikleri gibi gülemiyorlar. Bir eşyadan farksızlar. Bu kadınlara Damızlık Kız diyorlar. Anlatıcımız, bir damızlık kız. Sistemin yerleştirdiği bir evde bebek bekleyerek yaşıyor. Her evde bir erkek var. Bu erkekler Komutan olarak adlandırılıyor. Damızlık kız Komutanın malı. Bu kızlara sesleniş te bile görülüyor : Komutanım adı Fred, anlatıcı damızlık kız başkaları tarafından Fredinki diye çağırılıyor. Komutan dışında evin hanımı ve komutanın eşi olan bir kadın var. İki tane de ev işleriyle sorumlu kadın var. Sanırım hepsi doğum yapmaktan yoksunlar. Bir de komutanın şöförü Nick var. Belli zamanlarda belli şeyler yapılıyor evde. İlk başlarda anlatıcı bana çok duygu yoksunu gelmişti ama sonradan okumaya devam ettiğimde anladım ki bu da sistemin bir kuralı. Kimse hiçbir şey hakkında tepki gösteremez. Dizisinde ne kadar böyle bilmiyorum ama kitapta çoğu duygu bastırılmış ve insanlar itaatkardı. Bu da eğitimlerinden geliyormuş. Damızlık kız olarak gönderilmeden önсe teyzelerden eğitim alıyorlar. Kitap bende bol dehşet uyandırdı. Olabilitesinin olması da ayrı korkuttu. Sonu çok belirsizdi. Buna üzüldüm ve çok meraklandım ne olacağıyla ilgili. Distopya kitapları listemde birinci yeri aldı.

Damızlık Kızın ÖyküsüMargaret Atwood · Doğan Kitap · 201910,9bin okunma

··

119 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.