HENRY JAMES VE GÜVENİLMEZ ANLATICIHenry James 1843-1916 yılları arasında yaşamış Amerikalı, birçok alanda eserler vermiş bir edebiyatçı ve aynı zamanda edebiyat kuramcısıdır. James’in roman kuramını Avrupa’ya yaptığı geziler derinden etkilemiştir. O yıllarda İngiltere ve Amerika’da roman pek önemsenen bir sanat dalı değildir. James Paris’te Turgenyev, Flaubert, Zola ve Maupassant gibi sanatçılarla tanışmış ve bu sanatçıların sanat görüşlerinden çok etkilenmiştir. James hayatının tamamını edebiyat sanatının gelişimine ve saygınlık kazanmasına adamıştır. Günümüzde halen Anglo-Sakson ülkelerinde roman eleştirileri James’in geliştirdiği kuramlara dayanmaktadır.
James’in en önemli görüşlerinden ikisinden bahsedecek olursak; bunlardan ilki romanda yazar müdahalesinin kesinlikle olmaması gerektiğidir. İkincisi ise yansıtıcı bilinçtir. Yansıtıcı bilinç James’te modern anlamdaki gibi bilinç akışı şeklinde kullanılmamıştır. Yazar eserlerde genel olarak birinci tekil anlatıma yer vererek dış olayların karakter üzerindeki psikolojik etkisini derinlemesine aktarmıştır.
James’in anlatıcıları genelde olaylarda aktif rol oynayan karakterlerdir. Elbetteki birinci tekil anlatım eserlerinde bazı sonuçlarda doğurmuştur. Bunlarda ilki birinci tekil anlatımdaki kişi yan karakter olduğunda anlatımdaki merkez kaymasıdır. İkinci durum ise; anlatıcı baş karakter olaylardan doğrudan etkilenen kişi olduğunda, anlatımının da bu etkiden aldığı paydır. Yürek Burgusu’nda anlatıcı doğa üstü olayları yaşayan mürebbiyedir. The Liar’da yenik bir aşıktır. Bu anlatıcıların anlattığı olaylar anlattıkları şekilde mi olmuştur yoksa anlatıcılar bu şekilde mi algılamışlardır?
James’in güvenilmez anlatıcısının en belirgin olarak ortaya çıktığı eseri ise Yürek Burgusu’dur. Eser üzerine yıllarca eleştirmenler tarafından çok farklı görüşler ortaya çıkmıştır. Olay birbirlerine korku hikayeleri anlatan bir grup genç etrafında başlar. Bu gençlerden birisi olan Douglas kendisinde en dehşet korku hikayesinin olduğunu, bu hikayenin yaşandığını belirtir. Hikayenin baş karakteri hakkında bilgiler verir. Ayrıca elindeki elyazmasının asıl elyazmasının kopyası olduğunu söyler. Daha sonra gençlerden birisi hikayeyi okumaya başlar.
Eseri birkaç farklı biçimde okumak mümkündür. Bunlardan ilki, James’in kuramları bağlamında teknik okuma yapmaktır. İkincisi ise, bir korku hikayesi olarak okumadır. Birinci tekil anlatıcı ile okurun arasındaki özdeşlik ve James’in derin ruh tahlilleri düşünüldüğünde bu okumadan alınacak haz yüksek olacaktır. Bir diğer okuma ise, esere yapılan yorumlar çerçevesinde olayın izi sürülerek yapılacak okumadır. Burada da her okuyucudan çok farklı değerlendirmeler ve yorumlar gelebilir. Elbette her okumanın kendine göre farklı keyfi vardır.
Ben eseri beğendim. Kullanılan dil –bazı noktalarda muğlak kalmasına- ve çeviri gayet iyiydi. Ayrıca ikinci okuma tavsiyemi tercih etmek isteyen okurlar için, önsözü okumamaları yerinde olacaktır.
Herkese keyifli okumalar dilerim.