Gönderi

·
Not rated
Spoiler
Meksikalı yazar Juan Rulfo'nun 1953'te yayınlanan bu güzel eseri, ana karakterimiz Juan Preciado'nun ölüm döşeğindeki annesinin elini tutması ve annesinin ona Comala’ya gidip babası Pedro Paramo’yu bulmasını söylemesiyle başlar. Hikayemiz içerik olarak; geçmiş, şimdi ve gelecek zaman örgüsünde ilerler. Kitabımızı sayfa adedinden ötürü kısa zamanda okuyacağını sanan herkes yanılır. Çünkü; gerçekten çok zor okunan ve dikkat gerektiren bir eserdir. Bu şahane kitap, İspanyolca kaleme alınmış Don Kişot'tan sonra en büyük eser olarak görülür. Ve Latin Amerika Edebiyatına mensup birçok yazarı düşünsel anlamda etkilemiştir. Özellikle Gabriel Garcia Marquez, Pedro Paramo'nun ne denli kusursuz bir eser olduğunu her fırsatta belirtmiştir. Hatta; şahsi fikrimiz, Yaşar Kemal'in de bu şahane kitaptan aşırı derecede etkilendiğidir. Bilinç akışının müthiş bir örneği olan Pedro Paramo'nun içerisinde birçok olgu ve duyguya dair mükemmel tespitler olmasına karşın belki de en güzeli şudur; "yaşarken insana ayaklarını hareket ettiren yegane şey, öldüğünde bu ayakların onu farklı bir yere götürecekleri beklentisidir. Ama eğer bir kapı kapatılır ve açık kalan sadece cehennemin kapısı olursa, o insan keşke hiç doğmasaydım diye düşünür.”
Pedro Páramo
Pedro PáramoJuan Rulfo · Yapı Kredi Yayınları · 20051,309 okunma
·
21 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.