Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Bazıları, başkalarının acısına uzaktan bakıp kederlenmekle iyi insan olunabileceğini sanıyor. hatta sadece kendi iyiliğinin altını çizebilmek için üzüntüsünü ele güne duyurmaya çalışıyor. Oysa şunu iyice öğrendim ki, vicdandan en çok söz edenler, sadece başkalarının kurbanlarına üzülen katiller. Kabullenmek zor ama aslında, başkalarının acısına bakarken insanda kederden ziyade hodbin hisler uyanıyor. savaş gazilerine bakmak feci bir duyguyla tanıştırıyor insanı: şükretme duygusu. duyguların en ikiyüzlü, en sefil olanı,haline şükretmelerin en rezilcesi, başkalarının haliyle mukayese edilerek yapılanı… O zaman insan yaradana, verdiği mutluluklar için değil, olsa olsa başkalarına verip kendinden esirgediği acılar için teşekkür ediyor. Sana şükürler olsun ki beni değil, onu seçmişsin diyor! ve bunu ne zaman fark etse, mesela hastanedeki ölü çocuklara, onların ince ayak bileklerine bakarken ruhunu derin bir utanç kaplıyor. Ama kendime kızmıyorum.Biliyorum ki insan dediğin melanetten ve iyilikten, alçaklıktan ve faziletten, zorbalıktan ve merhametten, korkaklıktan ve cesaretten, nefretten ve sevgiden karılmış bir hamurdur. İyilik, fıtratın mutlak kararı değil, ancak içimizdeki aydınlıkla karanlığın giriştiği savaşın ganimeti olabilir. Geçen mektubunda söylediğin gibi, masumiyet çoktan terk ettiğimiz bir şehir, sadece çocukların bildiği eski bir şiir.
16 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.