Gönderi

Sevgi, temelde aynı esas üzere yaratılmışken,mahlukat âleminde taksim edilmiş olan nefislerin parçaları arasındaki birleşme (ittisal)dir. Yaratılmışlar arasındaki uyuşma ve uyuşamama (temâzüç ve tebâyün)nın sırrı ve neticesi birleşme ya da ayrılmadan ibarettir. Gerçekten, benzer benzerini çağırıp buluyor; eş eşi ile süküna eriyor. Cinsler arasındaki benzerlik, duyularla hissedilen bir amel ve gözle görülen bir etkilenmedir. Zıtlarda birbirine karşı nefret duyma, eşlerde ise uyum vardır. Allah "O sizi bir tek nefisten yarattı, gönlü ısınsın diye ondan eşini var etti"(Araf 189)buyurarak, eşin insanın kendisinden olmasını, sükünun sebebi kılmıştır. Şayet sevginin illeti, vücut şeklinin güzelligi olsaydı, şekil bakımından kusurlu olanların güzel görülmemesi gerekirdi. Biz ise, başkasının daha üstün olduğunu bildiği halde, kalbinde o üstün olana meyil duymayarak aşağı seviyede (ve kusurlu) olanları tercih eden pekçok kimse buluyoruz. Şayet sevginin sebebi, yaratılış ve huylardaki karşılıklı uyum olmasaydı, insan şeklen kendisine uygun düşmeyen ve muvâfık olmayan kimseyi asla sevmezdi. Anlıyoruz ki sevgi, gönül işidir. Bazı kere sevgi bir sebebe de dayanabilir ve bu sebebin ortadan kalkmasıyla sevgi de ortadan kalkar.(İbn Hazm)
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.