Gönderi

Kitapları sevmeye başladım, çünkü her kitaptan yeni bir şey öğreniyordum. Acemler, Araplar ve Türkler hakkında pek çok şey öğrendim. Krallarla hükümdarların işlediği suçlar hakkında, savaşlar, halklar, devrimler ve devrimcilerin yaşamları hakkında kitaplar okudum. Aşk öyküleri, aşk şiirleri okudum. Fakat hükümdarlar üzerine yazılmış kitapları yeğliyordum. Cariyeleriyle odalıkları ordu kadar kalabalık olan bir hükümdarla, hayatta tek ilgilendiği şey şarap, kadınlar ve köle kırbaçlamak olan bir başka hükümdar hakkında kitaplar okudum. Bir başkası kadınlara fazla ilgi göstermiyor; savaşlardan, öldürmekten, işkence yapmaktan zevk alıyordu. Yine bir başkası, doymak bilmezcesine tıkınmayı ve parayı seviyordu. Bir diğer hükümdar kendine ve büyüklüğüne, dünyada başka kimse yokmuşçasına hayrandı. Bütün zamanını tarihsel gerçekleri çarpıtıp halkını aldatmakla geçiren entrikacı bir hükümdar da vardı. Bütün bu hükümdarların erkek olduğunu keşfettim. Ortak yanları hırslı ve çarpık bir kişilik, paraya, cinselliğe ve sınırsız güce karşı doymak bilmez bir iştahtı. Dünyaya kötülük tohumlarını eken, haklarını talan eden erkeklerdi bunlar; kalın sesli, ikna yeteneğine sahip, tatlı sözler seçip söyleyen, zehirli oklar atan erkeklerdi. Gerçek yüzleri, ancak ölümlerinden sonra ortaya çıkıyordu. Böylece tarihin aptalca bir inatçılıkla kendini tekrarladığını keşfettim.
··
1,864 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.