Gönderi

Gerçekten geri dönüp yeniden başlayabilir miydi? Yoksa herkesin söylediği ve onun da inanması gerektiği gibi her şey kafasının içinde miydi? Öyle olsa ne fark ederdi? Kafasındaki her şey de gerçek değil miydi? Ya kanıtlanabilir gerçeklik diye bir şey yoksa? Ya zihnin ötesinde hiçbir şey yoksa? Dr. Kellet’ın biraz bıkkınlıkla söylediğine göre filozoflar uzun süre önce bu soruya “ciddiyetle eğilmişlerdi” Ele aldıkları ilk sorulardan biriydi bu. Dolayısıyla üstüne düşünüp kendi kendini yemenin anlamı yoktu. Fakat şüphesiz tabiatı itibarıyla herkes bu ikilemle kendi adına yeni baştan boğuşuyor olmalıydı.
Sayfa 205 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
·
17 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.