Gönderi

K. bir yorumu yanıtladı.
558 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 günde okudu
Yazı kitabın içeriği hakkında bilgi içerir. Bu kitap hakkında karışık hislerim var. Niye okudum, okumasam daha mı iyi olurdu acaba dediğim kitaplar oluyor bazen. Bu kitap da onların arasına girdi. Kitap bazı şeyler açısından çok iyi, bazı yönler açısından da çok kötü. Daha doğrusu rahatsız edici. Okumasam daha mı iyi olurdu dememe sebep de bu
Üç İstanbul
Üç İstanbulMithat Cemal Kuntay · Oğlak Yayıncılık · 20172,472 okunma
··
309 görüntüleme
K. okurunun profil resmi
Öne Çıkan Yorum
"İyilik yap, at deryaya." Kimi zaman, okunan kitapla ilgili 3-5 basit cümle neredeyse 150-200 beğeni alır, kimi zaman bir kitabı alıp almamamıza yetecek kadar ışık tutan bir inceleme 4 beğeni alır. Benle de 5 oldu. Abdülhamit Dönemi ile ilgili elimdeki kitapları karıştırırken, bu aralar sık sık aklıma düşüyor çünkü, birden gözüm Mehmed Akif'ten Nükteler'e kaydı ve onu incelemeye başladım. Kitapta, Kuntay'ın Üç İstanbul'undaki Şair Raif'in Mehmed Akif olduğunu hemen herkes kabul etmektedir gibi bir cümle var. Hangi kitapmış bu diyerek açtım ve incelemenizi okuma şansını buldum. En azından 1 okur için ihtiyacı olan bir yazıyı paylaştınız. Çok teşekkür ederim.
K. okurunun profil resmi
Mehmet Akif'ten Nükteler
Mehmet Akif'ten Nükteler
sy.9 Akif denince zihinlerde nasıl bir portre canlanıyor? Sanırım Mithat Cemal Kuntay’ın “Üç İstanbul”da cizdigi Şair Raif’inkine benzer bir portre (Hemen herkes romandaki Şair Raif tipinin Mehmed Akif’e tekabül ettigini kabul etmektedir.), üç aşağı beş yukarı başka zihinlerde de canlanmaktadır. Şair Raif'i şöyle anlatıyor Kuntay: “Bu Raif zaten acı adamdı; tesadüfen güldüğü olursa, yüzü rahatsız olurdu. Dostlarını her gün muayene eder, dünkü adamı bugün aynı adam bulmazsa, bırakır kaçardı; ona göre insan, havasız yaşaması lâzım olan mumyaydı, haricî havaya bir tarafı değerse çürürdü. (...) Herkese kızmaya niyetlenerek sokağa çıkardı. Zaten sokaktan tiksinirdi. Ve ‘Ah, evimden çıkmayabilsem!’ derdi. Caddelerden tenha sokaklara sapar, vücudunu duvarlara çevirerek kaçıyor gibi yürürdü. Selamını kimseye vermemek için eliyle beraber cebinde saklardı. Para bilmezdi; insanlığın parasız devrinde yaşıyor gibiydi. Lâkırdıya budala, sükuta kibirli diyordu. Makırköyü’nde ağlayan dostu varsa, Erenköyü'nde güleni affetmiyordu. Çiçekler, yıldızlar yüzüne yağsa yine somurtkandı.”
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.