Simone de Beauvoir İkinci Cins'te "Kişi kadın doğmaz, kadın olur," diyor. Beauvoir için toplumsal cinsiyet "inşa edilmiş"tir, fakat bu sözleri, bir şekilde bu toplumsal cinsiyeti üstlenen veya kendine mal eden, demek ki ilke olarak başka bir toplumsal cinsiyeti üstlenmesi de mümkün olan bir fail, bir cogito ima eder. Toplumsal cinsiyet Beauvoir'ın değerlendirmesinden çıkarsandığı denli değişken ve iradi midir? Buradaki "inşa" bir seçim biçimine indirgenebilir mi? Beauvoir'a göre kişinin kadın "olduğu" açıktır, fakat bu her zaman kültürel bir mecburiyet icabıdır. Yine açıktır ki bu mecburiyeti dayatan "cinsiyet" değildir. Beauvoir'ın değerlendirmesinde, kadın olma edimini gerçekleştiren "kişi"nin ille de dişi olduğuna dair herhangi bir ifade yoktur. Beauvoir’ın "beden bir durumdur" iddiası geçerliyse eğer, kültürel anlamlarca
zaten çoktan yorumlanmamış bir bedene atıfta bulunamayız; dolayısıyla cinsiyet, söylemsellik öncesi bir anatomik oluşsallık olarak kavranamaz. Cinsiyetin tanımı itibariyle aslında hep toplumsal cinsiyet olageldiği ortaya konacaktır.