Kaç zamandır harıl harıl bu kitab`ı arıyordum. Zar zor bulmuştum çok pahalıydı, kalınlığından dolayı. Aramayı durdurmuştum ki, geçen gün staj/ iş çıkışı ( keyfim pek yoktu ) sevdiğim kitapçıma uğradım. İçeri adımımı atdığım anda o koku beni mest etdi. Kitapların içinde dolaştım durdum, aniden gözüme ilişti. O kadar sevindim ki, bir dostuma rastlamışım gibi oldum. " Altun Kitaplar" diye bir yayınevi var bizde. O yayınevinin kitapları hem ucuz hem kitap seçimleri güzel oluyor. Aldım tabii, kaçırırmıyım :)
Kitab`ı okurken, bu kadar aradığımdan dolayı beklentim büyüktü. Neyle karşılaşacağımı hiç bilmiyordum. Notre Dame`nin Kanburu kim acaba, nasıl ulaşacak bize diye. Aklımda her türlü hikaye vardı. Aşk yoktu. Aşksız olur mu? Olmaz. Ama klasiklerden bir şey okurken aşk hikayeleri düşünmüyorum.
Tahmin ettiğiniz gibi aşk hikayesiyle karşı karşıya kalıyorsunuz. Kambur, sağır ( kilise çanları yüzünden ) çok fazla çirkin Quasimodo, çingene, insanın aklını baştan çıkaracak kadar güzel olan Esmiralda`ya olan masumane aşkını konu alıyor. Bu aşkın içine Quasimodo büyüten keşiş de dahil olunca ortaya garip çelişkiler çıkıyor. Aslında Esmiralda, başkasını seviyordur ya bi de o var :) Quasimodo,sevdiği Esmiralda ve minnet borcu duyduğu keşiş arasında kalacaktır.
Hugo, Quasimodo`nun aşkının akabinde, din adına insanların duygularının sömürülmesi, iktidar, para, güç sahiplerinin merhametsizliği, devlet adamlarının kendi zamanları harcanmasın diye yaptıkları haksızlıkları bildiğiniz/ söze gerek kalmayan kalemiyle iğneliyor bir nevi.
Sonu adeta beni benden aldı. Böyle bir son olur mu ki? Kaç gün düşündüm acaba gerçek olay mı diye. O kadar sahici gelmişti bana.
Okuyun, okutun diyeceğim kitapların başında geleceğinden kuşkum yok.
Keyifli okumalar, sevgili 1000 kitap ailesi :)