Gönderi

Din Felsefesi & E. Goodman Dinî inancın ve inançsızlığın imkânları teorik olarak sonsuzdur ve dinî söylem ve tecrübelerin milletten millete, çağdan çağa gösterdiği değişikliklerdeki çeşitlilik, neredeyse bu imkânların sınırını aşacak kadar çok görünmektedir. Aynı inanca sahip, inançlarından kaynaklanan fikirlere en bağlı dindarlar arasında bile, her noktada uzlaşan iki insan, çok nadiren bulunabilir. Dinde açıkça görülen bu çeşitlilik karşısında zihin, görünüşte olmasa bile kavramda, görünür derecede farklı fenomenleri birbirine bağlayan temel bir birlik arayışına girmiştir. Bu tür ihtilâfların verimli bir şekilde sürdürülmesi ile insanların 'Tanrı'ya yaklaşımlarının farklı olduğu; ama hepsindeki motivasyonun gerçeğe ulaşma olduğunun farkına varılacak, böylece de bir müsamaha ortamı doğacaktır. Sadece yaşayarak ve başkalarının da yaşamasına izin vererek değil, onların inançlarını anlamak için faal bir arayışa girmek ve ön yargı, hurâfe ve ahlâkî gevşekliklerden kaçınmayı, başkalarının dinine sanki kendi diniymiş gibi davranmayı prensip edinmek... işte entelekteûl müsâmaha budur.
Sayfa 163 - İnsan yayınlarıKitabı okudu
·
2 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.