Son zamanlarda öykü konusunda tavsiye vermemi isteyen epey mesajla karşılaşıyorum. Zamanında bende - #17244229 - sormuştum. O günden bugüne epey zaman geçti. Tavsiye edilen birçok kitabı okumaya çalıştım. Ayrıca bunun dışında da rast geldiğim öykücüleri okumaya gayret gösterdim. Bu yazım kesinlikle ukalalık olarak algılanmasın. Aşağıda yer alanlar sadece bu zamana kadar okuduğum öykü kitapları üzerine bir izlenimdir. Bu konuda ben bir otorite değil sadece tecrübelerini paylaşmak isteyen bir okurum.
Rus edebiyatından birkaç öneri ile başlayalım.
Köpek Kalbi baş tacıdır.
Geçelim Türk Öykücülüğü’ne. Türk Öykücülüğü Sait Faik ile başlar ama öncesinden de çok iyi öykücüler yok değildir. Bunların başında Sami Paşazade Sezai gelir. Pandomim öyküsünü okumuştum da zevkten dört köşe olmuştum yahu. Refik Halit KARAY’ın
Memleket Hikayeleri ’ni atlarsak da çok büyük haksızlık etmiş oluruz. Yazıldığı tarihlere bakıldığında insanın şaşkınlığı bir kat daha artıyor eserin başarısı karşısında. Bir diğer Faik öncesi öykücümüzde Memduh Şevket ESENDAL. Memduh Şevket’in öyküleri her bedene uymayabilir. Zannımca eserleri çok mühimdir ama Memduh Şevket’in asıl büyüklüğü dönemindeki yaşamış genç öykücülere verdiği desteklerden gelir.
Gelelim Faik’e. Ah Faik. Türk Modern Öykücülüğü’nün babası, öncüsü. Kendisi böyle bir öncülük istemiş midir, eserlerini bunun için mi yazmıştır diye sorarsanız elbette hayır olur cevabım. O sadece yazmıştır, yazmaktan başka bir şey bilmediği için yazmaktan başka dünya üzerinde bir gayesi olmadığı için yazmıştır. İyi ki de yazmıştır. Her ne kadar onu düşündüğümde hüzünlensem de.
Son Kuşlar , 1000kitap.com/kitap/mahalle-k... hepsi defalarca okunabilecek, çok mühim, çok büyük eserlerdir. Ama Sait Faik’i Sait Faik yapan onu bu kadar mühim ve önemli kılan eseri
Alemdağ'da Var Bir Yılan ’dır. Sait Faik deyince şunu da söylemeden geçemeyeceğim, Sait Faik’e Medai Maişet Motoru romanını okuyarak başlanmasını pek tavsiye etmem. Ben oradan başladım vallahi okumaya tövbe edecektim. Bir de şiirleri var. Sait Faik şiir gibi hikaye yazar ama şiirleri pek hikayeleri kadar iyi değildir. Yine de siz bilirsiniz benden hikayesi. Sait Faik hikayecidir onu başka yerlerde aramak bilmiyorum ne kadar doğru olur.
Faik ile aşağı yukarı aynı dönemlerde eserler vermiş üç öykücümüz daha var. Vüsat O.Bener, Feyyaz Kayacan, Nezihe Meriç. Vüsat O.Bener’i çok severim. Karamsarlığı, muzipliği, içten pazarlılıklığı, her şeye yabancılığı, o eşsiz üslubu ve dilbilgisiyle. Vüsat O.Bener’i Sait Faik ile kıyaslamam, kıyaslamaya korkarım, birini diğerine tercih edeceğim diye. İkisini de ayrı ayrı ikisini de çok çok severim.
Feyyaz KAYACAN Türk edebiyatının haylaz kirpisi. Müthiş bir öykücüdür, çok muziptir. Hele o Suavi ve Hiçoğlu yok mu aah ah. Yoktu eserlerinin baskısı epeydir hiçbir yerde bulunamıyordu. Çok üzülüyordum bu duruma ama sağolsun Kırmızı Kedi Yayınevi telif haklarını aldı ve 15 gün önce
Çocuktaki Bahçe eserini bastı, diğerlerini de 2019 yılı içerisinde basacak.
Nezihe Meriç de Türk öykücülüğü açısından çok önemlidir, ilk kadın öykücümüz sayılır. Öyküleri insanın içini ferahlatır. Ev hanımlarının, eve sıkışmış kızların bunalımlarını o tatlı diliyle anlatır. Türk edebiyatında erkekler kadar büyük yere sahip kadın öykücülerimize de önderlik etmiş sayılır bu hali ile.
Yine aynı dönemlerde hikayeler yazmış, kuşkusuz Türk Edebiyatının en büyük romancısı diyebileceğimiz, Ahmet Hamdi TANPINAR’ın 1000kitap.com/kitap/hikayeler... eserdi çok güzeldir. Abdullah Efendi’nin Rüyaları’nı ilk okuduğum da ortalığı ayağa kaldırmıştım. Okuyun okuyun diye kaç kişiye tavsiye verdiğim bilinmez. Sait Faik’i bu kadar sevmesem Türk edebiyatının en iyi hikaye kitabı Ahmet Hamdi Tanpınar’ın Hikayeler isimli eseridir derdim. Abdullah Efendi’nin Rüyaları ile beraber Nerval’in
Aurélia eserinin de okunmasının tavsiye ederim. Çok şiddetli öykünme vardır ama bu durum Ahmet Hamdi Tanpınar’ın hikayeciliğine gölge düşürmeyecektir elbette. Hangi genç öykücü vardır ki kendinden önce yaşamış büyük öykü ustalarına öykünmesin.
Biraz da toplumsal gerçekçilerimizden bahsedelim. Türk Öykücülüğündü toplumsal gerçekçilik deyince benim aklıma üç büyük usta gelir. Yaşar Kemal, Orhan Kemal ve Fakir Baykurt. Yaşar Kemal’in öykülerini topladığı Sarı Sıcak’ı size Çukurova’nın kavurucu sıcağını ve o kavurucu sıcak altındaki teni kavruk insanların dertlerini anlatır. Hele bir bebek öyküsü vardır ki içiniz burkulur. Bu öykünün bir de mahkemelik hikayesi vardır ama başka bir yazının konusu. Sanırım ki Yaşar Kemal’in Kuşlar da Gitti ve Yılanı Öldürseler de uzun öykü sayılabilir. Bu eserlerde de bambaşka bir Yaşar Kemal bulursunuz. Özellikle Kuşlar da Gitti’nin yeri bende ayrıdır. Bu eserden ilham alarak ilk öykülerimden birisini yazmıştım.
Orhan Kemal’i her ne kadar – dramatize ettiği için- eleştirsem de garip insanların dertlerini çok güzel dile getirir. Önce Ekmek eseri Türk edebiyatının en nadide öykü kitaplarından biridir.
Fakir Baykurt’da Orhan Kemal kadar değerli ve toplumun dertlerini dert edinmiş, bu yolda çok çileler çekmiş bir yazarımızdır. Can Parası eserini okurken gözünüzden yaşlar gelir.
Türk edebiyatında psikolojik öykü denince aklıma öncelikle Vüsat O.BENER ve Yusuf ATILGAN gelir. Yusuf ATILGAN çok az eser vermesine rağmen yazdığı her kelime dahi çok değerlidir. Öyküleri çok zekice kurulmuştur. Defalarca okuduğunuz da bile göremediğiniz noktaları muhakkak kalacaktır. Yine Vüsat O.BENER gibi o da çok karamsar ve içi dönük bir yazardır.
Kadın öykücü denince aklıma ilk olarak Füruzan ve Parasız Yatılı’sı gelir. Hem toplumsal gerçekçi hem psikolojik yönü olan, aynı zamanda okura da geniş boşluklar bırakan bir kitaptır. Kadın öykücülerden çok sevdiğim bir diğer öykücü de Tomris UYAR’dır. Ah Tomris Hatun. Onunda eserleri bir yönüyle Yusuf Atılgan’a benzer. Psikolojik olarak derindir ve zekice kurulmuşlardır. Tomris Uyar çok büyük bir dil ustasıdır ve bir o kadar da yenilikçidir. Özellikle geriye dönüş tekniğini eserlerinde çok muazzam kullanmıştır.
Ferit Edgü ve minimalizmi. O kısacık satırlarıyla anlattığı deryalar. Kendine has yazım tekniği. Yazdığı her şey okunur. Çığlık, İşte Deniz Maria ve ilk öykü kitabı olan Kaçkınlar çok güzel kitaplardır.
Yeni öykücülerden Mahir Ünsal ERİŞ’İ ve
Olduğu Kadar Güzeldik eserini çok severim. Hele orada iki öykü vardır ki – Sen O Zaman Parasız Yatılıdaydın, Benim Adım Feridun- hala aklımdadır. Heralde Türk Edebiyatında ilk 10 yazacak olsam kesin sıralamaya girer. O mütevaziliği kelimelerine öylesine yansımış ki. Yine yeni öykücülerden Pelin BUZLUK’un
En Eski Yüz ’ünü okuduktan sonra yazarın diğer kitaplarını da okumak istemiştim.
Mustafa Kutlu’nun Mavi Kuş’u bir arkadaşın tavsiyesi üzerine okumuştum. O konuşkan anlatıcısı eserine ayrı bir tat katıyordu.
Cemil Kavukçu da çok iyi bir öykücüdür. Başkasının Rüyaları eserinin tadı ayrıdır. Üstü Kalsın, Uzak Noktalara Doğru eserleri de çok güzel kitaplardır.
Öykü üzerine anlatacak o kadar çok şey var ki. Atladığım varsa affola. Şu an bile aklıma bir sürü yazar geliyor. Onat KUTLAR’ın İshak’ını atlayarak çok büyük ayıp etmişiz misal. Sonra Halikarnas Balıkçısını. Yabancılardan bir öykümde ilham da aldığım Hemingvay’ın İhtiyar Adam ve Deniz’ini.
Biraz da öykü üzerine yazılmış kitaplardan bahsedeyim.
Kabuğunu Kıran Hikaye yaşanan dönem ve o dönemdeki öykücüler hakkında ayrıca Sait Faik, Vüsat O.BENER, Feyyaz Kayacan, Nezihe Meriç, Ferit Edgü, Onat Kutlar ve nice değerli öykücü hakkında değerli bilgiler verebilir.
Ayrıca bir öykü seçkisi ve seçilen öykülerin analizlerini içeren;
Öyküyü Okumak kitapları size öykücüler ve yazım tarzları hakkında bilgi verebilir.
Yine öykü Sait Faik ABASIYANIK hikaye armağanı listeleri size öykü kitabı seçme konusunda yardımcı olabilir.
Hatamız kazamız olduysa affola. Yine öykü konusunda konuşmak, sohbet etmek isteyen herkese kapımız açıktır. Sevgilerimle..
Rica ederim efenim ne demek. Elimizden geldiği kadar kendi zevikimizi anlatmaya çalıştık. Yeterki öykü türüne gereken önem verilmeye başlansın, tek derdimiz budur :)
Yazdıklarınız çok değerli...
Okumayı düşündüğüm yazarlar hakkında da bilgi almış oldum.
Ancak toplumsal gerçekçilik denince en önce benim aklıma Sabahattin Ali gelir. Sevgiler.
Atladığımız elbet olabilir. Sabahattin Ali biraz daha farklı bence. Bireysel yazıyor. Doğrudan toplumu eğitmeye ve ahlak anlayışını geliştirmeye yönelik yazmıyor. Onda biraz sanata sanat gibi yaklaşmak da var diye düşünüyorum :)
Haddim olmayarak Orhan Veli'nin ismini görmediğim için onuda buraya yazayım dedim. Öykücü değildir ama öyle bir öykü kitabı yazmıştır ki, keşke şiir kadar öykü yazsaymış der insan