Gönderi

Avrupa her şeyden önce, sömürgeleştirdiği ülkeleri ve ulusları tarihsizleştirilmeye çalıştı. Bu, onların geçmişlerinden, ideallerinden ve yaşam kaynaklarından koparılmaları anlamına geliyordu. Sonra da onlar, Avrupa tarihini bütünleyen bir araç haline getirildiler. Çünkü sömürülen olmadan, sömürenin üstünlüğünü formüle etmek mümkün değildi. Böylece, sömürülenler, negatif bir unsur olarak sömürenin tarihi içinde yer aldı; onun gerçekleşmesi için varlığı kaçınılmaz, hep göndermeler yapılan, ama bir bakıma da hayalî, gerçek dışı ve hatta insanlıktan bile uzak bir ilginç yaratık olarak. ”Kuşkusuz beş yüz yıl boyunca Avrupalılar bu olguyu ete kemiğe büründürdüler ve böylece dünyanın tektipleştirilmesi hareketine damgalarını vurdular. ”59 Sömürgeciliğin tasfiyesi teriminin içeriğinde de Avrupa merkezci bir kalıntı vardır. Avrupa, kendi ürettiği, sonra da eleştirilen birer düşünce haline gelen bütün kavramlardan vazgeçer; bu vazgeçişi de bir üstünlük olarak kutsamaya çalışır. Böylece geçmişte yaptığı yanlış bir davranışı aklamış, aynı zamanda onun kuruluşundaki lekeyi silerek sadece vazgeçişi öne çıkarmak süretiyle bunu da bir üstünlüğe dönüştürmüş olur. [59] Marc Ferro, Sömürgecilik Tarihi, s. 13.
·
7 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.