"çünkü olay öyküsünde bir giriş gelişme ve sonuç yaratmanız gerekirken durum öyküsünde hikayeye istediğiniz yerden giriyor, istediğinizi anlatıyor ve küt diye istediğiniz yerde
bitiriveriyorsunuz.. Bu kadar basit.." gerçekten bu kadar basit midir? Öykücü istediği yerden öyküyü girip istediği yerde öyküyü kesebilir mi, olay öyküsü çaba gerektirirken durum öyküsü böyle bir şey gerektirmez mi? Bunların hepsi bir tartışma konusu.
Bana göre cevapların çoğunu da yazınızı ilerleyen bölümlerinde vermişsiniz zaten. Bence öykü durum öyküsüdür. Dışarıdan görüldüğü gibi de değildir hiçbir şey. Öykü zeka ve çaba işidir. Dolaylı düşünmeyi gerektirir, emek ister. Daha bir sürü boyutuna var. Ben asıl romanın ve uzun öykülerin tembellik olduğunu düşünüyorum. Bazı postmodern yazarların eserleri hariç her şey hazır önüne sunulmuş durum da, okura sadece okumak kalıyor.
Güzel yazı olmuş. Ellerinize sağlık. Sevgilerimle.