Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

sanırım herkes sizin gibi düşündüğü için icat etmişler bu giyotin denilen aleti. Oysa ben o sırada ne düşünüyordum biliyor musunuz: ya daha kötüyse böylesi?Yani ölümün çabukluğu daha fazla acı veriyorsa? Gülünç bulabilirsiniz bu düşüncemi, vahşice de bulabilirsiniz, ama işte . . . şöyle etraflıca düşünecek olursanız insanın aklına böyle şeyler de geliyor. işkence edilen bir adamı düşünün; her yanı yara bere içinde, bedeni acıyla kıvranıyor . . . bütün bu bedensel acılar, onun ruhsal acı duymasını engeller; yani sonuçta, ölüm gelip her şeye nokta koyana dek yalnızca yaralarından berelerinden acı duyarsın.Oysa, kimbilir, esas acı, insana en acı veren acı yara bereden değil de, az sonra öleceğini bilmekten kaynaklanan acıdır. Az sonra: bir saat, on dakika, yanın dakika sonra, işte şimdi, şu anda, ruh bedenden uçacak ve senin bir insan olarak varlığın sona erecek, et yığınına dönüşeceksin ... ve bu kesinlikle böyle olacak; burada en önemli olan bu kesinlikledir. Kafanı kütüğe, bıçağın altına koydun ve bıçağın yukardan aşağı inerken çıkardığı hışırtıyı duyuyorsun; işte bu bir saniye bile sürmeyen andır en korkunç an. Bütün bunlar benim hayalgücümün ürunü değil, pek çok kişi böyle düşünüyor. Buna öyle yürekten inanıyorum ki, size ne düşündüğümü apaçık söyleyeceğim: öldürmenin cezası olarak öldürmede, işlenen suçla karşılaştınlamayacak ölçüde ağır bir cezalandırma söz konusudur. Adli yargılama sonucu öldürmek, eşkıya tarafından öldürülmekten çok daha korkunçtur. Haydutlann geceleyin ormanda yakalayıp da boğazına bıçak dayadıkları biri, son ana dek kurtulmayı umabilir. Boğazı kesildiği halde hala kurtulmayı umanlara, bu haldeyken kaçmaya çalışanlara, yalvarıp yakaranlara dair pek çok örnek vardır.Burda ise, ölümü belki on kez daha kolaylaştırabilecek olan o son umut, şu meşum kesinlikle elinden alınıyor. Burda bir hüküm var ve kesinlikle bu hükümden kaçış, kurtuluş yok. Dünyada bundan daha büyük bir acı olabilir mi? Savaşta bir askeri alın ve bir topun namlusunun ağzına getirip tetiği çekin. Kendisine ateş edilen ana dek bir umudu olacaktır askerin; oysa aynı askere ölüme hüküm giydiğini bildirin -kesinlikle-, ya çıldıracak ya ağlayacaktır. insanoğlu çıldırmadan dayanabilir mi böyle bir şeye? Niçin bu aşağılama, bu boş, çirkin, gereksiz vahşet? Kimbilir, dünyada yüzüne ölüm hükmü okunup işkencesi başlatılan, sonra da bağışlandın, gidebilirsin denen bir adam vardır ve o adam bize anlatabilir burda neler duyulduğunu.lsa bile sözünü etmiştir bu korkunç işkencenin. Hayır, insana reva görülemez bu!
··
57 görüntüleme
Serkan okurunun profil resmi
Dipnot olarakta Dostoyevskinin tam idam edilecekken bağışlanmasına gönderme yaptıgının yazıldığını da ben belirteyim ;-) sanırım gerçekçilik gerçeklik ile bu kadar özleşemezdi
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.