Müthiş temposu ve akıcı diliyle bir çırpıda okunan bir roman var elimizde. Merak duygusu romanın son cümlesine kadar canlı tutuluyor. Geleneklerin insanlar üzerinde ne kadar baskısı olduğu, ailenin bir kişinin iç dünyasını nasıl parçalayabileceğini gözlemliyoruz. Cinsellik, baskılar ve travmalar konuşulmuyor. Aslında, toplum sadece bireyin iyiliğini istiyor, aileler çocukları için en iyisini istiyor. Diğer taraftaysa küllerinden doğmaya çalışan eski bir manken, uyuşturucuyla ve takip eden başarısızlıklarla büyük bir sınav veriyor. Anne figürü, Emine Baysal son zamanlarda okuduğum en iyi karakterlerden biri. Türk toplumunu ve travmalarını bu günlerde, bu kadar ayrıntıyla işleyen, yaşanan huzursuzluğu modern bir gerilimle okuyucuya verebilecek başka bir romanla ne zaman karşılaşırız hiç ama hiç bilemiyorum. Açıkçası bence bu eser yakın dönemin en iyi Türkçe romanlarından biri.