Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

360 syf.
10/10 puan verdi
Sıradışı Bir" Donkişot": Bekçi Murtaza
Orhan Kemal’in ustalık eserlerinden olan Murtaza, sıra dışı bir bekçinin hikâyesini anlatır. Orhan Kemal bu kitapta Türk Edebiyatına eşsiz bir karakter kazandırmış, moda deyimle “Milli Donkişot” yaratımını başarmıştır. Murtaza, Alanya’dan göçmüş bir aleninin üyesidir. Adana’ya yerleşmiş, şehit dayısı Kolağası Hasan Bey’in anısını hayatının merkezine koymuş, onun gibi yaşamak ve onun gibi “Vazife bir sırasında gözünü budaktan sakınmamak” gibi bir yüce ideale kendini adamıştır. Gece bekçiliğinde kah akşamın geç saatlerinde hala ışıkları sönememiş evlerin kapısını çalar, ve vatandaşı uyumaya çağırır, kah içkiden zil zurna olmuş ve naralarıyla gecenin sessizliğini bozanlara musallat olur… Murtaza için görev, bazen çöp tenekelerini deviren kedileri kovalamaktır, bazen de zengin semtlere dadanmış hırsızları, uğursuzları haklamaktır. Bekçilikteki ünü, dokuma fabrikasının Fen Müdürü Kamuran’ın dikkatini çeker. Tavırları, konuşması ile adeta Donkişot’u anımsatan Murtaza’yı Fen Müdürü fabrikasına gece kontrolü olarak almak ister. Murtaza ,sırf üniforması askeri çağrışımlarda bulunuyor diye bekçiliği seçmiştir, zira onun “Damarlarında dolaşır şehit dayısı kolağası Hasan Bey’in kanı. Almıştır amirlerinden kurs ve de sıkı disiplin. Vazife bir sırasında sakınmaz gözünü budaktan.” Hal böyleyken Murtaza’nın bekçiliği bırakıp fabrikaya gitmeyi kabul etmesi kolay olmayacaktır. Ama amiri onun suyuna gitmeyi çok iyi bilmektedir. Murtaza’nın altından girip üstünden çıkmış, sonunda Murtaza’nın bizzat kendisinin gönüllü olarak bekçilik vazifesinden istifasını sağlamış ve böylece Murtaza’nın fabrikadaki görevi başlamıştı. Fabrikada Murtaza’yı yoğun, yorucu günler beklemektedir. Fabrikanın diğer gece kontrolü Nuh ile kıskançlıklar ve çekişmeler daha ilk günden başlamış, aralarında bitmek bilmeyen itişmeler yaşanmıştır. Murtaza fabrikadaki görevine hızlı başlar. Hela ağası, adeta bir insan aygırı olan Azgın’ı bir gün görev sırasında kulübesinde horul horul yatarken yakalar. İlk büyük kavga burada başlar. Bu kavganın fiziksel kazananı Murtaza’yı bayağı bir hırpalayan Azgın olsa da, asıl zafer Murtaza'nın olmuştur. Fen Müdürü bu çekişmede tarafını Murtaza’dan yana belirlemiştir. Katip ve Nuh ile her didişmesinde kazanan Murtaza oldukça işçilerin ona karşı günden güne bilenmesi, düşmanlarını artırmış, vazife uğruna Murtaza fabrikada yalnızlaşmaya başlamıştır. Murtaza, gece kontrollüğünde tepesine bindiği o yoksul işçilerle aynı mahallede yaşamakta, onarla aynı çaresizliği paylaştığı halde, kendisine ait olmayan bu fabrikayı adeta malından öte içselleştirmekte, bu uğurda çocuklarına bile acımamaktadır. Kendisi gibi bu fabrikada çalışan kızı Firdevs’in bir gün iplikhanedeki makinanın başında uyurken yakalamış, öfkeyle kızını kaldırıp yere atmış, zavallı kızcağız kafasından aldığı darbeyle günlerce acı çekerek yavaş yavaş ölmüştür. Bu vazife uğruna Murtaza, canından canı olan, kızı Firdevs’in hayatını bile karartmıştır. Kitap bir güldür olarak başlamış, bir kendi gerçeğinden kopmuş, kendi dünyasının dışında hayaller ve kişisel mitlerle yaşayan bir adamın acıklı hikayesine doğru evrilmeye başlamıştır. Kitabın ikinci bölümü, Murtaza’nın bir güldürüden bir drama evrilmesiyle, kurduğu ve hep kendini adadığı o görev adamı mitinin de sarsılmaya başladığı bu sayfalarla, bitmiştir. Kitabın üçüncü bölümünde Demokrat Parti ile CHP çekişmesinin iyice arttığı, fabrikada da siyasetin etkisinin hissedildiği dönemde geçiyor. Yükselen yeni siyaseti aktörleri savunan ve bundan nemalanma hayalleri kuran büyük bir kitlenin aksine, İsmet Paşa’da ısrar eden ve bu uğurda fabrikanın büyük bir bölümünü karşısına alan bir Murtaza var. Murtaza dayısı Kolağası Hasan Bey gibi şanlı bir asker olan İsmet Paşa’yı savunmakta, ondan haz etmeyen ve Demokrat Partiyi tutan büyük kalabalık tarafından fabrikadan atılmak istenmektedir. Nuh Demokrat Parti’den de güç alarak Murtaza’yı saf dışı etmek istemektedir; ama Fen müdürü Kamuran kendisi de Demokrat Partili olduğu halde Murtaza’yı savunmaya devam etmektedir. Bıçak kemiğe dayanmış, Nuh isyan etmiştir, fen müdürünün hemşerisi Nuh’u değil de “muhacir çocuğu” Murtaza’yı tutmuş Nuh gemiyi azıya almış, Fen müdürüne karşı bayrak açmıştır. Kalabalık Nuh’un fabrikadan istifasıyla iyice galeyana gelmiş, “Murtaza İstifa!” sloganlarıyla adeta isyan etmiştir. Bu Murtaza karşıtı gurubun içinde Murtaza’nın büyük Hasan ı da vardır. Hasan’ı kalabalık içinde gören Murtaza onun üstüne atılmış oğul ile baba arasında bir boğuşma başlamıştır. Hasan'ın, ”Baba artık yeter! Bizi rezil ediyorsun!” demesiyle Murtaza küçülmüş, adeta elbiseleri kendisine bol gelmeye başlamıştır. Murtaza için yıkım başlamıştır bir kere, ikinci darbeyi ise diğer oğlu, Küçük Hasan'ın bakkaldan ekmek çalması nedeniyle polisçe tutuklanmasıdır. Murtaza çocuğu için gittiği karakolda komiserin affedileceğini söylemesine aldırış etmemiş. Çocuğunun cezasını çekmesini isteyerek başı dik ve her zamanki Murtaza yürüyüşüyle karakoldan çıkıp gitmiştir. Kitabı konu alan iki de filim var. Biri 1965, diğeri de 1984 yılında çekilmiş. Müşfik Kenter’in oynağı 1965 yılı yapımı olanı izledim. Açıkçası kitaptan aldığım tadı filmden alamadı. Filme uyarlama aşamasında kitabın aslına sadık kalınmamış. Murtaza’yı asıl belirleyici gerçeği olan Kolağası Hasan Bey sevgisi filme hiç işlenmemiş. Erkek çocuklarının ikisine de Hasan adını vermesi de filmde yer verilmemiş. Yine büyük kızının İzmirli zengin biriyle evlenmesi, filmde kızın mahalleden tamirci kalfasına aşık olması ve ondan hamile kalması şeklinde işlenmiş. Açıkçası Orhan Kemal gibi bir edebiyat çınarının elinden çıkmış usta işi bir romanın, aslına sadık kalarak sinemaya uyarlanması gerektiği düşüncesindeyim. Murtaza, hayal dünyasında yaşayan, o dünyanın tutkuları ve mitleriyle hayatına yön veren, yaşamın bütün kirliliklerinden uzak, paraya, güce, mala ve mülke tamah etmeyen bir insanın, bazen güldüren, bazen ağlatan öyküsüdür. Hayatları boyunca sahip olamayacakları refahı yaşayanların semtlerini, fabrikalarını canı pahasına koruyan ve savunanın, bunu yaparken de kendisini onların hayatına layık görmeyen Murtaza, hikayesiyle okunmayı ve tartışılmayı her dönemde olduğu gibi bugünde hak ediliyor. Hazır semtlerimizde mahalle bekçilerini yeniden görmeye başlamışken, bu kitaba bir şan vermeye ve Murtazaları tanımaya ne dersiniz?
Murtaza
MurtazaOrhan Kemal · Everest Yayınları · 20183,403 okunma
··
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.