Gönderi
Bir martı mı anlatılan yoksa biz miyiz?
Bir martı mıydı tasvir edilen, bir uçmak mıydı betimlenen yoksa bir insan mıydı tüm bunlar?
Yazar öyle bir evren kurgulamış ki kafasında insanlığa dair acı gerçekleri tek tek vuruyor okurun yüzüne. Toplumun bireyi sınırlamasının doğurduğu sonuçları, bireyin toplumdan uzaklaştıkça benliğini daha iyi anlamlandırabildiğini, insanlığın gelişiminin önünü tıkayan kurumları tek tek anlatıyor. Bu böyledir, şu şöyledir diye anlatmıyor bunu. Bir martının uçmaya olan aşkından yola çıkarak yapıyor.
Bu benim kitaptan gözlemlediğim ve çıkarımladığım sonuç. Belki yazar çok masumdu ve sadece martıları konuşturdu ancak, kitap ve yazarın üslubu hakkında ki bu düşünce de epey masumca olurdu.
Bireyin özgürlüğünün toplumun sınırlamalarını aşarak kazanılacağını ve kazanılan bu bireysel özgürlüğün toplumsal özgürlüğün de önünü açacağını çok iyi şekilde özetliyor. Bunun ise azim, çalışma ve en önemlisi eğitimle olacağının vurgusu yapılıyor.
Unutmayın; gerçek yasa özgürlüğe açılan kapıların önünde sizlere hoşgeldiniz diyen yasadır.
·
20 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.