Nedense kitabı ikinci kez okuduğumda anlayabildim. İlk okuduğumda kafam fazla dolu ikincisinde de oldukça sakindi. Böyle bir kitabı okumak demek ki sakin bir kafa gerektiriyormuş. Kayıp Aranıyor Sait Faik'le ilk buluşmam, ilk tanışmam, ilk hissetmem. O kalem de nedir öyle ? Bir adam nasıl böyle cümleler kurabilir ? Bir yazar romanındaki karakterlere yüklediği kişilikleri nasıl bu denli mükemmel hissettirebilir? Sait Faik bu zamana kadar okuduklarım arasından iple, zirveye çekebileceğim bir yazarmış. Bu zamana kadar neden farketmemişim bilemiyorum. Gerçi farketsem ne olacaktı ki, kitabı şimdi de sindiremedim önce de sindiremedim. Şimdiki yazacaklarım benim sorunlarım olduğu için kitabı başlarda övüp sizin isteğinizi kırmak, kitap hakkında yanlış bir intiba yaratmak istemedim. Kitap bir hayli güzel, anlamlı, şairane ve okunulası, okunulması gereken kitaplardan biri. Fakat oldukça da ağır. Benim beynim birçok cümlede Sait Faik'i anlamaya yetmedi. Bir cümleyi beş kez okuyup, anlamamak da yetersiz olduğumu düşündürmekten başka bir işe yaramadı. Bu zamana kadar alışılagelmemiş bir karakter yaratan yazarımız, sadece bir sayfada yeri olan karakterlere bile fazlaca kişilik yüklemiş. Bunu hissetmem cidden çok önemli fakat anlamamda önemli. Bu yüzden ben bu kitabı daha çook okurum.. Biraz da konusuna gelelim. Kitap biraz önceki okuduğum yorumda da belirtildiği gibi sanki bir bulmaca. Fransanın ten yaktığı soğuklarını konu alan kitabımız yeri geliyor Ankaraya da değiniyor bir köye de. Yaşanan olayların da yerleri ve bulunduğu sıra belirli düzende karışık. Bu karışıklık istenilerek yapılmışlardan. Karışık olayların zamanlarını da hissedebilmenize rağmen oldukça şaşırıyorsunuz. Bir bulmaca çözüyor gibi oluyorsunuz. Eğer okuyanlar varsa bana bir anlatsın çünkü ben işin içinden pek çıkamadım.

Kayıp AranıyorSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,6bin okunma

·

28 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Başucumda Kitap