Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

264 syf.
9/10 puan verdi
Çavuş Lituma, yazarın “Palomino Molero’yu Kim Öldürdü” romanından sonra bir kez daha karşımıza çıkıyor. “And Dağlarında Terör” az önce adı geçen romanın devamı niteliğinde değerlendirilebilir. Çavuşun maceraları burada bitmeyecek, yazarın “Ketum Kahraman” romanında bir kez daha karşımıza çıkacak. Çavuş Lituma bu sefer And dağları eteklerinde, medeniyetten uzak küçük bir maden kasabasına esrarengiz bir şekilde ortadan kaybolan üç kişinin akıbetini soruşturmak üzere Peru ordusu yetkilileri tarafından tayin edilir. Ona bu soruşturmada Tomas adında yöre dilini bilen biri yardımcı olur. Kitap bir dedektif romanının ötesinde, fantezi, politik cinayetler ve kadim Peru medeniyetlerinin kalıntıları ekseninde dönen bir roman. İnsan kaçırma olaylarının Aydınlık Yol adında bir gerilla grubu tarafından gerçekleştiğine dair elinde güçlü kanıtlar vardır Lituma’nın. Bölge halkı da onun tüm kuşkularını doğrular nitelikte davranır; bu soruşturmalarda önüne her türlü engeli koymaya çalışırlar ve onu bundan vazgeçirme yönünde hareket ederler. Yani kimsenin kimseye güveni olmadığı, iletişimin bile insanlar/kültürler arası büyük bir engel teşkil ettiği kuş uçmaz kervan geçmez bir yerde işler hiçbir zaman Lituma’nın istediği gibi gelişmez. Çavuş Lituma’yı tüm bu garip ve esrarengiz olaylar içinde teselli eden tek şey yardımcısının Mercedes adında bir orospuyla yaşadıkları gönül macerasını dinlemesi oluyor. Tomas’ın bu gönül macerası sadece çavuşu eğlendirmekle kalmıyor, okuyucuyu da bir nebze olsun o esrarlı ve karanlık havadan alıp Peru’yu baştan sona içine alan bir seyahate çıkarıyor. Tomas ve Mercedes’in yaşadıkları aslında Peru’nun yakın tarihine ışık tutmakla kalmıyor, aynı zamanda Peru kültürüne ve yaşamına dair okuyucuya pek çok bilgiler de sunuyor. Zaman zaman komik, zaman zaman dramatik olaylarla yazar okuyucunun ilgisini fazlasıyla çekmeyi başarıyor. Yazar hem Lituma’nın hem de yardımcısının hikâyesini çok zekice harmanlıyor. Bu iki alternatif hikâyeyle okuyucunun merakını tam yerinde frenliyor. Kitap her şeyden önce politik bir alegori olarak kabul görüyor. Tabii bunları anlamak için Peru’nun yakın tarihi konusunda biraz bilgi sahibi olmak gerek. Aydınlık Yol adındaki gerilla grubunun ne istediğini, neyi savunduğunu, Peru ordusuyla neden savaş halinde olduğunu bilmiyorum ama kitaptan anladığım kadarıyla bu grup Peru’dan kapitalizmin tüm izlerini (özellikle kendi yaşadıkları kırsal bölgelerde) silmeyi kendilerine şiar edinmiş, bunun yerine Colombus öncesi eski medeniyetlerden gelen kültürleri yaşatma gayreti içinde olan ve bunu yaparken biraz da saygı bekleyen bir grupmuş gibi geldi bana. Bilmem belki Tomas’ın zaman zaman anlattığı hikâyelerde saçmaladığı gibi ben de saçmalıyorum. Yazar oluşturduğu atmosferle, And dağlarını And dağları yapan tüm özellikleriyle, taşıyla, toprağıyla, bitkisiyle, çiçeğiyle, böceğiyle, doğaüstü masallarıyla, batıl inançlarıyla, bölge insanıyla, onların gelenek ve görenekleriyle olayların geçtiği yerleri çok gerçekçi bir şekilde tasvir ediyor. Sırf bunlar için bile roman okunmaya değer bence. Okunması oldukça kolay olan bu roman bence yazarın en iyi romanları içerisindeki yerini fazlasıyla hak ediyor.
And Dağlarında Terör
And Dağlarında TerörMario Vargas Llosa · Can Yayınları · 199660 okunma
··
156 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.