Schopenhauer hayatı yararsız ve acı dolu bir serüven olarak görüyordu. Yürüyüşünden bile onun ne kadar sıkıntılı olduğu anlaşılabiliyordu. Ancak o yine de ümitsizliğin derinlerinden böyle bağırmıştır..
Affetmekten kastı affetmek değil. Çünkü bunu ancak bir aptal yapabilir, neden mi? Çünkü kendine zarar verebilecek, bile bile zarar verebilecek bir insan ya aptal ya da mazoşisttir. Murphy Kanunları şöyle der:" Bağışla, ama unutma." Halihazırda birine affetiğinizi söyleseniz dahi bu asla bir af olmayacak, çünkü iki insanı (dost, arkadaş, sevgili) birbirinden ayırmayan ve diri tutan yegâne şey bir kere yok olmuştur. Yani güven. Yok edilen bir kağıdın küllerinden yeni bir kağıt baya zaman alır, bazen kağıt bile olmaz.
İntikamı bile düşünmeden affetmeli. Aslında bir nevi kendi geçmişimizi affediyoruz. Burada önemli olan uykularımız, sağlığımız, mutluluğumuz :))
Not : Victor Hugo en sevdiğim yazar :)
Yapabiliyorsanız demiş..bence affetmemiştir. Bu gibi acılar sağlığını çok olumsuz yönde etkilemiş. Bize bu telkinde bulunmasının amacı kendimize zarar vermemizi istememesi olsa gerek Loa.