Gönderi

183 syf.
·
Not rated
Bir münazara üslubu. Hakikat minvalinden tezahür eden ve dahi önce akılla yola çıkılan, sonra akıldan çıkılan bir sürecin seyri. Boşa üstad denmedi Necip Fazıl'a. Sivri zeka, ince kavrayış ve zahirin derininde pusmuş bin bir hakikatin kilidini keşfetmiş kurt cesareti dahi azmi. Bu Kilidin miftahını kelimelerde bulmuş dava yürekli adam. Akılcılığı akılla çürüten akıllardan delil getirme ve evvela Yaratan'a hüccet. Sabırlı ve donanımlı bir mü'minin serüvenini temaşa edeceksiniz. Necip Fazıl'a göre fikrin çilesi burda başlıyor. Yani "düşünmemek" Elbette ki iman girizgahı 2 ayaklı bir dev. Biri tefekkür, diğeri tevekkül. Yine de başlangıç tefekkür temayüzü ile. Muhteşem bir sabır, muazzam bir irşad dirayeti. Benceleyin Üstad bu kitabı kafirleri imana getirmek için değil, mü'minlerin düşünce yapısını geliştirmek ve örnek bir mü'min yapısını aktarmak için kaleme almış Allahu-alem. Anlamakta güçlük çekme boyutu elbette mevcut. Fakat sizi içine çekecek bir neşriyat. Sözü yormak fuzuli... Hayranlık ortada! Tefekkür dolu okumalar!
Mümin - Kâfir
Mümin - KâfirNecip Fazıl Kısakürek · Büyük Doğu Yayınları · 20181,392 okunma
·
236 views
Tayfun okurunun profil resmi
Necip Fazıl’ın en bilinen şiiri Kaldırımlar adlı şiiridir ve saf duygularıyla yazmıştır. Devşirilmeden önceki halidir. Daha sonraları ise şiirlerinde İslam’a yönelmiştir ancak Kaldırımlar kadar etkin bir şiiri yazamamıştır. Şahsen benim Necip Fazıl hakkındaki görüşüm budur.
2 previous answer
Oğuzhan Âsım Güneş okurunun profil resmi
Necip Fazıl sayısız kompartmanı olan bir tren. Şiir ise yalnızca bir kompartman. Elbette herkes hayran olamaz. Hem bu bir ünsiyet meselesi, his meselesi, düşünce meselesi. Zoraki hayranlık nerde görülmüş ola? İki devir görmüş, birini çiğneyip diğerine vasıl olmuş ve ulaştığı yerde en verimli ve dahi en aksiyoner dönemini geçirmiş bir kimlik. Necip Fazıl'a şair kimliği ile baktığımız zaman Kaldırımlar şiirini şöyle bir "en" köşesine koymak icap eder evet. Lakin "Sakarya türküsü" şiirinde his yok demek mümkün mü? Peki ya "Zindandan Mehmet'e mektup?" Nitekim en güzel bekleme şiiri olarak bildiğimiz "Ne hasta bekler sabahı Ne taze ölüyü mezar. Ne şeytan bir günahı, Seni beklediğim kadar?" mısralarına sizce de biraz haksızlık etmiyor muyuz? Şair hüviyeti şöyle dursun, Necip Fazıl üstatlığı şiir ile değil fikir ile aldı. Yine de dediğiniz gibi, ikinci devresinde akılla anlamak mümkün şiirlerini. Duyguları değil, hücreleri harekete geçirici şiirlerdir ekseriyeti. "Büyük bir talihsizlik" şeklindeki yorumunuza katılmak akıl tutukluğu olurdu. Nitekim ortada Arvasi hazretleri gibi bir unsur var.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.