Aramızda onun kadar aralıksız okuyan yoktu. Bir de öykü anlatayım: Benim kayınbabam temyiz reislerindendir. O sırada başsavcıydı. Bir akşam Sabahattin’le gittik. Sabahattin kitabını açtı, hiçbir şey söylemedi, okudu, okudu, okudu... Biz de konuştuk filan. Kayınpeder çok severdi Sabahattin’i. Sabahattin’i herkes severdi, çok sempatikti. Neyse sonunda Sabahattin, eh artık kalksak, dedi. Böyle deyince kayınpeder de, evlat dedi, tatlı tatlı konuşuyorduk. Oysa Sabahattin hiç konuşmamıştı, sürekli okumuştu... Nitekim bazı geceler çıkardım yukarı, bakarım yüzükoyun uzanmış, önüne de kitabı koymuş okuyor...