Gönderi

Allah Teâlâ’nın inkâra gazab edişi ezelidir. Ancak bu öylesine gizlidir ki kâfirden inkâr sudûr edinceye kadar izi ortaya çıkmaz. O ilâhî gazap aynı zamanda ebedîdir.Çünkü dünyanın sona erip gitmesiyle kesintiye uğramaz. Bu bakımdan inkârcı hem dünyada hem de âhirette dâimâ gazaba uğramış olur. Allah’ın hışmının kulunun hışmından daha büyük olması ise, kulun hışmının Allah’ın hışmından kaynaklanıyor olmasındandır. Zira, şayet Allah kâfiri suçu yüzünden yakalayıp cezâlandırmayacak olsaydı, kul hiç de kendine karşı hışım duymayacaktı. Ayrıca, en büyük nimetler O’nun rızâsının birer neticesi olduğu gibi, en şiddetli cezâlar da Allah’ın kullarına duyduğu gazap ve öfkenin birer neticesidir. İşte bir inkârcı âhirette Rabbinin kendisine öfkeli olduğunu bilirse, hiçbir şey onun gönlüne bundan daha ağır gelemez. Üstelik ne kendisine fayda sağlayacak bir mızırdanma ne de içinde bulunduğu berbat durumu savuşturup yok edecek bir zenginliği söz konusudur. Yalvarıp yakarmalarına kulak verilmeyeceği gibi, hiçbir kurtuluş ümidi de yoktur. Cenab-ı Hak’tan af ve ihsânını isteriz. Kendisi dışındaki varlıklar karşısında bize O yeter!
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.