Dostoyevski’nin sadece 2 kitabını okumuş biri olmama rağmen daha ilk kitabında hayran kaldım. Bu adamın çok büyük bir yazar olduğunu biliyordum ve beklentim çok büyüktü. Beklediğim gibi de oldu kitapları. Hayran kaldığım için bütün kitaplarını tek tek okuma kararı aldım. Yazarın edebi açıdan gelişim sürecini de merak ettiğim için kitapları kronolojik sıraya göre okumaya başladım ve sırada bu kitap vardı. Çok kısa olduğunu biliyordum ama yine de Dostoyevski olduğu için alıp okumak istedim. Size tavsiyem, eğer benim gibi takıntılı biri değilseniz (en sevdiğim yazarın bütün kitaplarını toplamalıyım demiyorsanız) bu kitabı almayın. Kitap yaklaşık 60 sayfa. Ama nasıl 60 sayfa? Puntosu -afedersiniz- eşşek kadar :D Düzenlemesi deseniz o da kötü. Kitabın içeriğine hiç girmiyorum bile. 9 tane mektup var iki adamın arasında geçen. Ama hiçbir şey anlatmıyor yav. Birinin birine borcu mu varmış, diğerinin halası öldüğü için adamla buluşmaya mı gelmemiş ne; öyle saçma sapan şeyler, hiçbir şey anlatmıyor. Saygısızlık yapmak istemem ama Dostoyevski’nin neden böyle bir şey yazdığını anlamadım. Anlayan varsa da lütfen anlatsın.

Dokuz Mektupluk RomanFyodor Dostoyevski · Kafe Kültür Yayıncılık · 2013247 okunma

·

265 görüntüleme

Yüksel Yüksel

@yuceonus ·

20 Ocak 2022 01:50

Çıraklık eseri 😀

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Can Akdağ