Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

392 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Mutluluk
Zülfü Livaneli her kitabında toplumsal sorunları temel taşı olarak kullanarak hikayesini buna göre şekillendiriyor. Seçtiği mekanlar , karakterler ve sorunlar mükemmel derecede öyle bir kesişiyor ki okurken diyoruz ki keşke bu şekilde yaşayabilsek. Huzursuzluk kitabındaki gibi Ibn Haldun'un "Coğrafya kaderdir" sözü bu kitapta da hikayemizin temel taşlarından birini oluşturuyor. Kitabımızda tecavüze uğrayan ve amcasının oğlu tarafından infaz edilmek üzere İstanbul'a götürülen genç kız ile amcasının oğlunun yanı sıra bunlara eklenen üçüncü karakterimiz Profesör İrfandır. Bu üç karakterimizin kendi iç dünyalarındaki sorunlarını anlatan ve bu sorunların aslında hepimizin ortak sorunları olduğunu anlatan bir kitap. Uğradığı alçakça saldırı karşısında istenmeyen kişi ilan edilen Meryem'in çektiklerini hala bazı kesimlerde çeken kız çocuklarımız yok mu? Kuzeni cemal gibi ailesinin ona empoze ettiği düşünceleri bir türlü kıramayan ve kendi nesnel düşüncelerini üretemeyen bireylerimiz? Son olarak İrfan gibi her şeyi olmasına rağmen aradığı huzuru bir türlü bulamayan topluma yabancı olanlarımız yok mu? Karakterlerimiz kendi iç dünyalarında aslında kendi mutluluklarını arıyorlar. Sahiden size soruyorum mutlulu neydi?Ne yapınca mutlu oluruz? Mutluluk diye bir şey var mı? Parmak izi herkes de farklıdır. Eşi benzeri yoktur. Mutluluk anlayışı da bunun her bireye göre değişin bir olgudur. İyi bir şey yapınca mutlu sayılmayız çünkü Kötü bir eylem gerçekleştiği zaman başkasının hakkı gasp ediliyorsa eğer o işten de zevk alınıyorsa o eylemi gerçekleştiren kişi de mutludur. O zaman mutluluk kavramının belli bir karşılığı yok diyebilir miyiz? Mutluluk başkasının hakkını gasp etmeden yapılan iyi eylemlere mi denir? Bu kitap yazarında söylediği gibi Doğu'dan Batı'ya, erkek egemenliğinden kadının özgürlüğüne doğru evrilen bir yapıya sahip. Bu ülkenin özlemlerini bileşkesi. Yurdumuzun kozmopolitan yapısı sayesinde her türlü farklılığın bir arada yaşayabiliyor ya da yaşayama çalışıyor. Ülkemizde birbirine zıt insanlar her gün olaylar oluyor. Halbuki farklılıklarımıza rağmen birbirimize saygı ve sevgi duysak herkesin istediği ütopik Türkiye gerçeğe dönüşecektir. Kitabımızda yer alan Şeyh görünümlü Hacı aga sıfatı taşıyan karakterlerimiz günümüzde hala insanların dini eğitimi yanlış aldığın en büyük göstergesidir. Üstüne şu günler de malum gündemden düşmeye bir aile var biliyorsunuz sizde. Bir insan kendi dininin öğretilerini anlamadan etmeden kendi kafasına göre yorumlayarak başkasını nasıl eleştirebilir ya!! İnsanlar kendi inançlarına aykırı olan davranışları kınarken kendileri inançlarına ters düşen daha dehşet şeyler yapıyorlar. Ülkemizde insanlara din özgürlüğü bile tanınmıyor. Dinin sahibi yaratıcıdır ve hesabımızla onla yani bir insan bir insanı nasıl hesaba çekebilir. Dinlerin temelinde böyle şeyler doğrumu ? Siz resmen inandığınız Yaratıcıyı kandırmaya çalışıyorsunuz.. Kendimizi hesaba çekmeden başkasını hesaba çekmek nasıl bir cesaret? Yaratıcı tek ama herkes yaratıcı olmaya özeniyor...
Mutluluk
MutlulukZülfü Livaneli · Doğan Kitap · 202036,1bin okunma
·
10 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.