Ama Ali başkaydı. Neden başka olduğunu bilmiyordum. Elimi sanki bin yıldır tutuyormuş, buna çok alışkınmış gibi tutuyordu. Ben de onunla böyle el ele yürümeye alışkınmışım gibi yürüyordum.
''Nereye gidiyoruz?'' dedim.
''Yürüyoruz işte,'' dedi.''Yürüyebildiğimiz kadar yürüyelim.''
Öyle yaptık.
Onunla beraberliğimiz yürüyebildiği kadar yürüdü. Ben daha çok yürüyecek, sonsuza kadar sürecek sanıyordum.Ama bir gün elimi bıraktı, çekip gitti.