Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

232 syf.
·
Puan vermedi
·
7 günde okudu
Bazı kitaplar isimlerinde aşıladıkları umuda inat umutsuz ve kasvetli bir renge sahiptir. İşte Şarkını Söylediğin Zaman da böyle bir kitap. Diğer incelemelerim gibi yine kitabı hem içerik hem de üslup olarak inceleyeceğim. İçerik açısından: İnci Aral’ın romancılık geçmişine ve kalitesine yakışmayacak ölçüde vasat bir olay örgüsüne sahip.Kitapta Cihan ve Deniz’in yetmişli yıllarda Ankara’da üniversite öğrencisiyken devrimci harekete katılmaları,Deniz’in devrim hayalleri ve örgütle olan daha aktivist hatta zaman zaman romantik bağına karşın Cihan’ın daha gerçekçi ve içinde bulunduğu ülke gerçeklerinin de farkında olarak sol harekete bakışı anlatılıyor.Bu fonun önünde ise Cihan ve Deniz’in tek yönlü aşkı var.Cihan, Deniz’e (güya) tutkuyla aşık ve Deniz ise daha hayalperest yaklaştığı örgüttün liderlerinden birini sever ve evlenir. Buraya kadar bile çok sıradan gelen bu hikayenin asıl yok artık dedirten (yazar tarafından dedirtdiğini sanan)kısım ise yıllar sonra Cihan’ın Ayşe ile tanışıp karşılıklı aşk yaşaması ve eski günlüklerini okuyunca Ayşenin Deniz’in kızı olduğunu anlaması.İşte tam bu noktada yapma be İnci Aral dedim. Bu kadar Türk Filmi tadındaki,Tanzimat dönemi acemi romanlarındaki basit romantik kurgu beni kitaptan uzaklaştırdı. Dialogların yapaylığı,olay örgüsünün cılızlığı,olaylar arasındaki bağın iyi aktarılamayışı( neden durduk yere Cihan eski günlükleri okuyor?) eserin kalitesini zedeliyor. Ama siz “yazarın amacı burada sadece o yıllardaki devrimci hareketi anlatmak, o yılların örgüt açısından ya da inanan gençler açısından yarattığı hayal kırıklığına değinmek bu yüzden kurguyu önemsememiş” derseniz o zaman benim gibi edebiyat okurlara hitap etmeyeceğini de kabul edelim. Salt belli mesajlar üstüne kurulan roman ,romanı roman yapan kurgu ve karakter öğelerinden yoksun demektir. Ayşe,Deniz ve Cihan karakterleri modern romanlarda rastladığımız derinlikli,psikolojik oluşumlarıyla okura sunulan ve çok yönlü karakterler değil maalesef. Bir de eserde (ki pek çok yazarın da başvurduğu bir yöntemle) günlük okuyarak geçmiş-şimdiki zaman geçişleri sağlanmış. Eğer bir dönemi yansıtan roman yazacaksanız bugünden geçmişe yolculuğu günlüklerle sağlamak kolay ama iyi bir yoldur. Kürk Mantolu Madonna’da bu çok daha başarılıydı bana göre. Altını çizdiğim ve vayyy be dediğim çok az kısım var. Cümleler genelde kısa ve akıcı.Kolay okunması böyle kitapları tercih edenler için rahatlatıcı olabilir ama bana bu kadar akışkan anlatım sıkıcı geldiğinden sevmedim.Tek iyi yanı anlatılan aşkların vıcık vıcık bir romantizm içermemesi denebilir. Son olarak içeriği açısından cılız, karakterleri iyi oturtulmamış,olay örgüsü zayıf bir roman denebilir. O yılların devrimci hareketlerini roman ekseninde öğrenmek,okumak isteyenler için önerilebilir ama edebi beklentinizi düşük tutmak kaydıyla. Bir müddet İnci Aral okumayacağım da aşikar…. Ayrıca bir blogda rastladığım yorum da hislerime tercuman oldu onu da son cümle olarak paylaşayım. Benim kitabı sevmememin asıl nedeniyse Deniz-Cihan-Ayşe arasındaki bağ oldu. Dikkatli bir okuyucu bu üçlü arasındaki ilişkiyi hemen fark edebilir. Bunun nedenlerinden biri de yazarın umutsuzca bu ilişkiyi sempatik gösterme çabası. O kadar altyapısını hazırlıyor ki siz başınıza ne geleceğini anlamaya başlıyorsunuz. Yazarın tüm çabalarına rağmen ben bu ilişkiyi sempatik bulamadım, hatta kabullenemedim bile. Bence bu aşk üçgeni ne romantik ne de sevimli, resmen travmatik. Hele bu saçma sapan durumun tarafları ilişkiden soğutmaması aksine coşturması bana çok manasız geldi. Linki: kitapnot.blogspot.com/2014/06/sarkn-s...
Şarkını Söylediğin Zaman
Şarkını Söylediğin Zamanİnci Aral · Kırmızı Kedi Yayınevi · 2011951 okunma
··
25 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.