Stefan Zweig bu ince ama içeriği dolu olan kitabı, beni nedense Kürk Mantolu Madonna ya götürdü. Bilinmeyen genç bir kadın ve karşısında ise, kibar ama kadınlarla gönül eğlendiren bir adam. Platonik bir aşkla başlayan genç bir kızın ve sonrasında olgunlaşan, güzel bir kadının tutkulu aşkı ve bu aşkın meyvesi oğlu ile zor bir yaşam sürmesi. Bir aşk bu kadar tutkulu mu olur, fedakarlık bu kadar mı olur? Çok güzel mesajlar olan bu kitabı keyifle okurken bazı satırlar sizi esir alacak ve boğazınız düğümlenecek ve gözleriniz yaşaracak eminim.
Kitapta beni en etkileyen bölüm, kadının oğluna sevdiği adamın yaşam standartlarında büyümesi için yaptığı fedakarlık itiraflarında...
Sevgilim affet beni, ama ben kendimi sattım. Sokak kadını yada fahişe olmadım ama sattım kendimi, demesi. Ve birlikte olduğu adamların kadına tapmasına karşılık. Onunsa tekrar kendisini hatırlamayan sevgilisiyle bir saatlik beraber olma ihtimaline karşı her şeyi reddetmesi...
Ve sadece ölmek üzereyken bu mektubu göndermesi...
Keyifli okumalar