Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Saate Bakmak
Varsın her şey sonraya kalsın Sonraya, en sonraya Sözgelimi iki bin altı yüz kırk bir mil. Bir papatya ne kadar uzağı görebilirse O kadar yakın kalplerimiz birbirine Ölü bir denizi bile bir tartışmaya çevirdik Kayaları taş devrine göre ölçtük biçtik Kalemlerimizi kesilmiş çiçek sapları gibi attık Kapıları açarken birbirimize ağladık (Ne kadar da çok severmişiz birbirimizi Sahi ne kadar da çok severmişiz Yıllarca, yüzyıllarca öpüştük Sigaralar tuttuk, içkilerin en iyisini sunduk İstersen bu gece burada kal, dedik Sağlığımızı sorduk, bir sürü ilaç adları saydık Sık sık görüşelim, olmaz mı dedik İyi bildiğimiz ne varsa yaptık, ayrıldık Ortada Her zamanki gibi bir karanfil kaldı.) Köşedeki tütüncü silaha çevirdi sigaralarını Ödemesi çok güç sigaralara Manav yarı anlamlı güldü biz geçerken Eriklerden, çileklerden, o canım kirazlardan bile utanmadan Hani o çocukluk küpesi olan kirazlardan Hani rengi içimize göre değişen: mor, mavi, pembe, sarı İlk defa merhaba dedi bir balıkçı Çırparaktan elindeki suyu ölgün bizlere Sigarası dudağında: merhaba! Ya peki biz ne dedik, ne dedik Yoldaki bir taşı şöyle bir kenara koyduk Yakamıza rastgele bir çiçek iliştirdik Su satılan dükkanlara baktık, yüzümüz cam cam ışıdı Ve leylak kokuları gibi kendi kokumuza uzandık Köşeyi döndük, bütün köşeleri hızla döndük Su birikintilerinin ağaçlandığı eski bir sokağın tarihinde Şöyle yazdı: Her şey sonraya kaldı. Ey ayaklarımızın dibindeki yoksul gül Gölgesi yüreklerimizin Öfkemiz sevgiye benziyor şimdi, sevgimiz öfkeye Ve tartışmaya çevirdiğimiz deniz ölüler bırakıyor Çıplak ölüler Birbirine kenetlenmiş ölüler halinde. Bir otobüse biniyoruz, sahiden biniyor muyuz Söyle, nerde ‘Göğe bakma durakları’, nerde Birinin elinde gazete ve süt Gazete mi, evet gazete Bütün manşetler tutsaklığı ve yenilgiyi çağrıştırıyor Paramızı veriyoruz, üstünü alıyoruz,bozuk paralar Cebimizde nikel Cebimizde sarılmış ölüler halinde. Her şey bir hızlı adım olmamaya Ama gün gibi taptaze bir umut gözlerimizde Saatlerimize bakıyoruz hiç yoktan Çok uzaklara bakmaktır,diyoruz, durmadan saate bakmak Yemyeşil bir su takılıyor akrebe ,bir çavlan Yüzü akide gibi parlayan bir gün takılıyor yelkovana Anılardan anılardan çoktan vazgeçtik Yaşadığımız bugün nasıl Güzelliğimiz hangi güzellik. Biliyor muyuz, hayır, bilmiyoruz da Acılarımızdan bir yaz kurduk onarıyoruz Belki bir hazırlık bu başka yazlara Yakın yazlara, uzak yazlara ÇÜNKÜ HER ŞEY ESKİYE KALDI, ANILAR BİLE HER ŞEY, AMA HER ŞEY ESKİYE KALDI VAKİT YOK BİR DAHA YEMYEŞİL EYLÜL TRAMVAYLARINA EDİP CANSEVER
··
29 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.