Gönderi

456 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
Dickens ın “En güzel Hikayem” dediği kitabı ben niye çok güzel bulamadım bilmiyorum incelerken feminist bakış açısıyla baktığım için de olabilir biraz sanırım... Öncelikle kitapta bir ezen bir de ezilen insanları görüyoruz. Soyluların kendi dışındaki halka yaptığı zulmü ve bunun halkı nasıl bir ihtilale sürüklediğine şahit oluyoruz. Benim en çok takıldığım nokta Lucie nin tam bi asalak gibi gösterilmesi. Afedersiniz ama bir kadın imajı ancak bu kadar felaket olabilir. Babası kızını evlendirmeden önce “Birisi gelip de onun üzerinde hak iddia etmeden önce sevgili kızımı eski bir bekar olarak bir öpeyim.” deyişi beni çıldırttı. Evlilik resmen kadın bekaretinin üzerine kurulu ve koca dediğimiz aday da kadının tapusunun yeni sahibi gibi resmedilmiş. “Charles, al onu. O artık senindir.” Bu lafının da başka bir açıklaması yok bence(!). Lucienin kocası hapisteyken ki tanımları filan resmen böyle sarışın barbie bebek, zayıf, aciz, korkak şeklinde yansıtılmış ama erkeklere gelirsek onlar hep bildiğimiz üzere yar ben belanın taa kendisiyim diyebilen güçlü kaslı mükemmel şekildeler Cartonla filan çok iyi örneklemiş Dickens bunu. Diyeceğim şu ki: Lucieyi biraz daha güçlü, daha aklıbaşında görmek isterdim. Keyifli okumalar
İki Şehrin Hikayesi
İki Şehrin HikayesiCharles Dickens · İlgi Kültür Sanat Yayınları · 202059,8bin okunma
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.