Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

“Orta Asya’da Müslümanlığı kabul eden Türkler ne zaman örtündü? Orta Asya’daki göçebe Türkmen kadınların sosyal hayat içindeki statüsü Hıristiyan ve Yahudi kadınlardan farklıydı. Müslümanlığı kabul ettikleri IX. ve XI. yüzyıllardaki yaşam biçimleri de geleneksel Müslüman yaşamına uymuyordu. Osmanlı döneminde, Bizans alınana kadar örtünme kurumsal olarak yerleşmedi. Bizans’ta olan; cinsiyetlerin birbirinden tecrit edilmesi, haremlerin haremağaları tarafından korunmaları, özellikle yüksek sınıftan kadınların ev dışına çıkarken örtünmeleri ve peçe takmaları henüz Osmanlı’da yoktu! Tarihçi Şikari İstanbul’un fethinden önce başkent olan Bursa’da kadınların yüzlerini örtmediğini yazıyor: “Yüz örtmek sonradan âdet oldu. Karamanoğlu Alaüddin’in Hamidoğlu İlyas diyarını katliam ettiğinde üç kabile Diyar-ı Osaman’a firar etmişlerdi. O vakit bunları Murad Han görüp pek temiz ve uslu âdem olduklarından kendi şehrinde (Bursa’da) yerleştirilmiş. İşte bu kabile kadınları pek güzel olduklarından herkes bunları temaşa etmeye (seyretmeye) başlayınca ulema tarafından bu kabilenin hatunlarının yüzleri siper edilmesi (yüzlerinin saklanması) emredilmiş. İşte ne vakit taşra çıksalar, o kabile hatunları yüzlerini siper ederlerdi. Fakat bu hal sonradan diğer kadın ve kızlarında pek hoşuna geldiğinden herkes daima güzelce her tarafını örtmeye başladı.” Burada dikkati çeken nokta örtünmeye inançtan çok, toplumsal bir tedbir gereği başvurulmasıydı. Göçebe toplumun izlerini taşıyan Osmanlı’da kadın erkekle birlikte hareket etmekte, törenlere katılmaktaydı. Bu dönemde kadınların yüzleri de açıktı. Örtünme yıllar sonra, Osmanlı Devleti’nin “halifelik” makamına sahip olmasıyla yaygınlaştı. Anadolu’da Asur’dan Antik Yunan’a, Roma’dan Bizans’a uzanan kadının eve kapatılma süreci Türk kadınını da etkiledi.”
··
8 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.