Kitap, daha ilk sayfada karşılaştığım ithafla beni kendine çekmişti. Biraz huzurlu, hafif hüzünlü ve bolca karamsar bir sokak olan Bülbül Sokağı ve o sokağın sakinlerinin, bir apartmanda geçen hikayesi. Kitabı okurken romanın kahramanlarını bolca düşündüm. En çok da Gülfiliz ve Nejla'yı.Hikaye, yarı Fransız yarı Türk olan Sinan 'ın geçici bir süre İstanbul' a gelmesi ve bu apartmana yerleşmesiyle başlıyor. Yazar, birbirine hem çok yakın hem de oldukça uzak görünen hayatları, güzelce harmanlanmış ve hayali gerçekle birleştiren güzel bir hikaye yazmış. Yazarın akıcı dilini, sade anlatımını ve beni de o apartmanın bir sakiniymiş gibi içine çeken satırlarını hissederek okudum. Kurgunun bazı yerlerinde açık bırakılan birkaç kapı olsa da ben sevdim. ️