Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Beni bu beyaz keten örtüden çıkar ve bana yasemin ile zambak yaprakları giydir. Fildişi tabuttan vücudumu al ve portakal çicekli yastığın üstüne yatır. Ağıt değil, gençlik ve neşeli şarkılar söyle; üzerime gözyaşı değil hasat ve şarap şarkısı söyle. Istırabın acısını değil, yüzüme parmaklarınla aşk ve neşenin sembolünü çiz. İlahi ve ağıtla havanın huzurunu rahatsız değil, kalbinin benimle ebedi yaşamın şarkısını söylemesine izin ver; siyah giyerek bana yas ver; renkli giyerek benimle kutla; kalpten içerlenerek ver gidişimi, kapat gözlerini ve sonsuza kadar seninle olduğumu göreceksin. Yaprak kümeleri üzerine koyarak dost omuzlarına al ve terk edilmiş ormana yürü yavaş yavaş. Uykum kemik ve kafatası sesleriyle bölünsün istemiyorsan, beni kalabalık olan yerde gömme. Beni taşı selvi ormanına ve menekşe ve gelinciklerin değil diğer gölgelerin altına mezarımı kaz, mezarımı derin kaz ki sel kemiklerimi açık vadilere taşımasın. Lütfumu geniş tut ki alaca karanlıktaki gölgeler gelip yanıma otursun. Dünyevi tüm giysilerimi al benden ve Toprak Ana'nın derinliklerine, annemin gögsünün üzerine özenle yerleştir. Üzerimi yumuşak toprakla ört ve her avuç yasemin, zambak ve mersin tohumlarıyla karışık olsun ve üzerimde bedenimin elementinin yukarısında büyüyüp gelişmeye başladığında kalp nefesimin kokusu yayılacak her yere. Ve hatta güneşe bile kalbimin sırrını açıkla. Esintiye yelken aç ve çık konforlu yaya yolculuğuna. Gidin şimdi, gidin sessiz adımlarla, ıssız vadide yürüyen sessizlik gibi. Beni Tanrı'ya bırakın, badem ve elma çiceklerinin Nisan esintisinde titreyerek dağıldığı gibi sizde yavaş yavaş dağılın. Kulübenizin sevincine döndüğünüzde Ölüm'ün benden ve sizden alamadığı tek şeyi orada bulacaksınız. Beni bırakıp gidin. Halil Cibran (Ölümün güzelliği, Arta kalanlar)
·
11 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.